Zaman ve 7 Uyurlar


Ezoterik öğretilerde zaman; döngüsel ve çok katmanlı bir şekilde ele alınır. Evren ve insanlık sürekli tekrarlanan büyük döngüler içinde evrilir. Ruhsal evrim maddesel yozlaşma ile durur ancak yeniden doğuş ile dirilir.

Zaman, bir sarmal gibi ileriye doğru ilerlerken aynı zamanda belirli temaları ve dersleri tekrar eden bir yapıya sahiptir. Sadece olayların sıralandığı bir takvim değil, aynı zamanda varoluşun ve ruhsal ilerlemenin temel ritmini oluşturan dinamik ve çok boyutlu bir yapıdır. Geçmiş ve gelecek illüzyondur; gerçek ve tek var olan zaman ŞİMDİKİ ANdır. Şimdiki an; DEMdir. DEM İlahi hakikatin deneyimlendiği, bilincin tam olduğu ve ruhsal gelişimin gerçekleştiği tek andır. Osman Kemali Baba'nın şeyhi Kol Ağası Ali Rıza Efendi ne güzel dile getirmiş;

"Ey gönül içmek dilersen cem-ü cem

DEM BU DEMDİR DEM BU DEM 

Verme ömrünü hevaye ey didem

DEM BU DEMDİR  DEM BU DEM...


Bu demi Ahmed başa tac eyledi

Bu dem ile seyr-i Mirac eyledi

Bu dem ile nice kez hac eyledi

DEM BU DEMDİR DEM BU DEM...


On sekiz bin alemi halk eyledin 

cümlesine zikr -ile emr eyledin

Sırrını insanda ünhan eyledin

DEM BU DEMDİR DEM BU DEM...


Ey Rıza zikr ile cismin nur olur

Zikr eden elbette Allah'ı bulur

Zikr ile cümle günah mağfur olur,

DEM BU DEMDİR DEM BU DEM...

Ezoterizmde, fiziksel evrendeki lineer zaman; kronos, ruhsal boyuttaki gerçek zaman; kairos tur. Lineer zaman; maddesel deneyim için gerekli olan sınırlayıcı bir boyutken, ruhsal zaman; olayların ve deneyimlerin anlamının ve niteliğinin ön planda olduğu, daha niteliksel bir akıştır. Zaman; ruhun gelişim yolculuğunda bir ARAÇ tır sadece...

Bu yüzden zamanın algılanışı; bireyin bilinç düzeyine bağlıdır. Yüksek bilinç durumlarında zaman algısı değişir, hatta tamamen ortadan kalkar.

7 UYURLAR inançlarını korumak üzere bir mağaraya sığınır ve 309 yıl uyurlar. Altay dağlarında 7 kurtarıcının uyuduğuna ve uyandıklarında insanlığı kurtaracaklarına inanılır.

Putperestlerin zulmünden ve zorbalığından kaçar, uyuyarak korunurlar ve 7 uyurların uyanışları gerçek bir diriliştir. 7 uyurlar gezegenler ile de özdeşleştirilir. 7 uyur 7 gezegenin uyuyan potansiyelidir.

Güneş; öz bilincin sembolüdür 

Ay; bilinçaltının 

Merkür; zihnin

Venüs; değer, sevgi ve dengenin

Mars; eylem, savaş, cesaretin

Jüpiter; inanç, umut, genişlemenin 

Satürn; zaman ve gelişmenin

Her birimizin haritasında kodlar yani uyuyan gezegenler bellidir. İçsel yolculuğumuz boyunca gezegenler de uyanır. Her gezegen kendi zamanına uyanır.

Mağara; içe dönüşün sembolüdür, bilinçaltının derinliklerine doğru 309 yıl sürecek bir inziva sürecidir. 309 yıl Zamanın Efendisi Satürn gezegeni ile ilişkilidir. Satürn ve Plüto birleştiğinde toplumsal uyanış gerçekleşir. Bu 2 gezegen hem korur hem de sınar. 7 uyurun köpekleri Kıtmir; Satürn ün gölgesi olan Siriustur. Yoldan çıktığımızda yola yönlendiren plan Sirustur. Kendi yolumuzda yürüme cesaretini gösterene kadar bizi tekrar tekrar içe döndürür. 

Bilinci hatırlamak için uykuya dalarız; aydınlık karanlığın içindedir. İşte bu yüzden gider birileri hayatımızdan; kendimizi bulalım, kendimiz olalım diye!

Hangi gezegenlerimizin uyuduğunu keşfettiğimiz ve uyandırdığımızda; ölü olan dirilir... Diriliş öyküsü 4 ve 7 rakamları ile şifrelenmiştir. Dirilmek için 4 gün gerekir...

Sevgiler...



Yorumlar

  1. filiz hanım bahsettiğiniz on sekiz bin alem grekans olarak insanda mıdır? yazıyı okuduğumda bu his geldi sanki zamanda bu frekanslar insanda açılıyor zaman algımızla yaşam akışımızı odağımız olan şaylere verdiğimizde deneyimlerimiz oluyor belki de doğru olmayabilir sadece hissettiğimi sormak istedim🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İbn Arabi ekolüne göre, varlıklar 18 kategoriye ayrılır ve her bir alem binlerce alt alemi barındırdığı için 18000 alem olduğu kabul edilir.

      1. Alem; Yaratılmış ilk akıl ve bilginin kaynağı kalemdir.

      2. Alem; İlahi iradenin ve bilginin yazıldığı yer olan evrensel ruhtur.

      3. Alem; Tüm âlemleri kuşatan en üstte bulunan göksel felektir.

      4. Alem; Arş'ın altında kalan ve gökleri kapsayan felektir.

      5-11. Alem; Yedi Sema göksel mertebeler; 7 gezegenin (Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn) felekleridir. |

      12-15. Alem; Dört Unsur; Dört ana madde: Ateş, Hava, Su, Topraktan oluşan tabiat mertebeleridir.

      16. Alem; yeryüzü varlıklar yani madenler, cansız varlıklar âlemidir.

      17. Alem Bitkiler alemidir

      18. Alem; Hayvanlar ve İnsanları kapsayan canlılar âlemidir. Hayvanlar ve İnsan-ı Kâmil bu kategorinin en üstünde yer alır.

      İbn Arabi'ye göre; bütün âlemler Allah'ın sonsuz Esmâlarının tecelli etmesi ve görünür hale gelmesidir. Her bir âlem veya her bir varlık; ilahi isimlerin tecelli etmesi ile oluşur.

      Âlemler, var olmadan önce İlahi İlim'de sabit hakikatler olarak mevcuttur ve varlık sahnesine çıktıklarında 18 bin âlemi oluşturur. İnsan-ı Kâmil; tüm âlemleri kendinde toplayan bir küçük âlemdir. İnsan, 18 bin âlemin tamamını bir fihrist gibi bünyesinde barındırır.



      FARKINDALIK GERÇEKLİĞİ BÜKER

      Frekansımız her değiştiğinde;

      YENİ BİR SAYFA AÇILIR!

      Bilgi titreşir ve algımız doğrultusunda biçim kazanır

      Bilgi bir dalga boyudur; yılandır

      Titreştikçe canlanır ve yükseliriz

      Göz göze geliriz

      Yeterince güçlendiğimizde ASLAN

      Uçmaya başladığımızda KARTAL oluruz...

      Gördüğümüz, dokunduğumuz, duyduğumuz hissettiğimiz herşey

      Titreşen dalga boylarının algımızla biçim kazanmış halidir...

      18 bin alem bizde açılır; içimizde

      Fiziksel dünyayı yapılandıran;

      Zihnimiz ve yaydığımız titreşimle şekillenen enerjetik alanımızdır

      Kaynak bizimle keşfeder kendini

      Her birimiz bir bakış açısıyız

      Gücümüz karakterimizde değil

      Karakterimizi gözlemleyebilme yeteneğimizde saklıdır.

      Oyunu değiştirmek istiyorsak;

      İçinde bulunduğumuz hali, yani karakterimizi değiştirmeliyiz

      Simülasyon dışarıda değildir...

      İnandığımız her ne varsa gerçekleşir

      Oyun biz gerçek sandığımız sürece gerçektir

      Gerçeklik inançlarımıza ve içinde bulunduğumuz hale göre şekillenir

      Biz değişmediğimiz sürece KOD da değişmez...

      İnançlar duygular değişmediği sürece aynı hikaye tekrar eder

      Kod da, oyuncu da, senarist de biziz

      Mimar biziz

      Hayatımızı şekillendiren biziz

      Gerçekliğin kaynak kodu biziz...

      Enerji alanımız değiştiğinde

      Yaşadığımız çevre ve insanlar da değişir

      Değiştiren yine biziz...

      Kendimizi VARETMEK için oyun oynayan bilinciz

      Herşey farkındalık ve gelişim içindir

      Hikayeden çıkıp, geçmişi geride bıraktığımızda

      Etiketlerden kurtulduğumuzda

      Rolümüzü benimsemeyi bıraktığımızda

      Karakteri izleyen bilincin biz olduğumuzu hatırladığımızda

      Zaman çizgisi kayar

      Kendimizi karanlık tahtanın başında buluruz

      Varoluş senaryomuzu yeniden yazabileceğimiz alana erişiriz

      Gücün bizde olduğunu anlarız

      Vee simülasyonu eğip bükmeye

      Kendi istediğimiz gibi şekil vermeye başlarız.

      Filiz Okur Yılmaz

      3.10.2025

      Dikili



      Sil
    2. İlham kaynağıma sonsuz sevgiler❤️🌹🌷🌻

      Sil
  2. filiz hanım nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum🙏🏻size sonsuz minnettarım çok ama teşekkür ederim tüm kalbimle size emeklerinize teşekkür ediyorum❤️

    YanıtlaSil
  3. sizi çok seviyorum filiz hanım❤️🌹🌷🌻

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

TÜRK YILDIZI - SEKİZ KÖŞELİ YILDIZ

İKİZ IŞINLAR

Dalga Çökmesi