FİLİZ OKUR YILMAZ

Tohumun yeşermesi için ışık gerekir. Bilinçaltımıza ekilen tohumlar da bilginin ışığı ile yeşerir. Bizi bilginin ışığı ile buluşturan; merakımız ve arayışımızdır.  Beynimiz milyonlarca kitabın bulunduğu bir kütüphaneye benzer ve biz hangi kitabı açarsak o kitabı okumaya başlarız. Beynimiz alandan aldığı sinyaller doğrultusunda düşünce üretir. Düşünce gücümüz ışık hızına denktir ve eşleştiği alandan bilgi almaya başlar. Ulaştığımız her alan bize bir sonraki alanın anahtarını verir.  Deneyimlerimizden aldığımız dersler sonucu arınıp saflaşarak pozitif enerji ile titreşmeye başladığımızda frekansımız yükselir. Frekansımız yükseldikçe algılama kapasitemiz artar. Deneyimlerimiz, frekansımız ve algımız senkronize olduğunda manevi alemin kapıları açılır. Kimyayı simyaya dönüştüren bir yolculuğun içindeyiz. Bu yolculuk yaydığımız frekans doğrultusunda şekillenir. Beden titreşimi yoluyla yaptığımız yayın bizi gezegenlerle eşleştirir.   Gezegenler bir müzik aleti gibi sür...

Yeryüzü de BİZ yoluyla şekillenir, Gökyüzü de... Şeytan da biziz, Melek de...  Taşlamak için bir şeytan arıyorsak  Kendimizi sevgiye kapattığımız için taşlaşan kalbimizi taşlayalım... Yol da, yürüdüğümüz yolu seçen de, yolcu da biziz... Bir çok ruh parçamız bir araya geldi  Bizim kendimizi gerçekleştirebilmemiz için... Var olabilmemiz için...  Öz varlığımıza kodlanan kodları açabilmemiz VE HUU diyerek çıkabilmemiz için sıkıştığımız duygusal alandan...  HUU diyerek bedenimizi dışarıdan seyredebilmemiz, Özgürleşebilmemiz için...  Kırklar, Yediler, Pirler bizde... Frekansımızla biz açacağız o kodları Yurt da biziz, asker de... Şahit de biziz, şehit de...  Pir de biziz, Fani de...  Birleştirelim dağılan tüm ruh parçalarımızı,  CEM EDELİM kendimizde... Birleşmeler fiziksel değil, zihinsel olacak Zihinlerin topladığı veriler ile şekillenir zaman- mekan matrixi... Arıların balı peteklerde toplamaları gibi... Veriler kaynağa akacak  VE  Kay...

Tanrı bilincinin merkezi olan Sirius (sihirli us - akıl) Yıldızı; Galaktik Sevk ve İdare Merkezidir. Yönetim ve tekamül ile ilgili kodlar fizik alemin yöneticisi olan kutsal yıldız Sirius ile ilgilidir. Sirius tarafından görevlendirilir ve bilgilendiriliriz. Mu (su) insanları dünyayı iyileştirmek için Sirius'tan geldiler. Genler yoluyla programlanma da Sirius ile ilgilidir. Bu yüzden Dünya dışı uygarlıkların Sirius'un izni olmadan dünya ile irtibatı yasaktır. Her kapının görevi ve görevlileri vardır ve anahtar frekanstır. Sirius bilincini açabilmek ve Sirius Uluları ile buluşabilmek için belli bir şuur boyutuna uyumlanmak gerekir. Manevi yoldaki 7 ışın Sirius boyutu ile ilgilidir.  Güneşin ardındaki spiritüel güneş olarak adlandırılan Sirius Yıldızı yaradılışın sırrını içinde barındırır; canlı hayatın başlangıcıdır.  Cennetin kapısına ulaşmak için 4 kardeş yola çıkarlar. Bu kardeşlerden birincisi; iyi bir savaşçı, ikincisi; usta bir şair, üçüncüsü; ünlü bir aşıktır. En küçükl...

Altay Yaradılış Destanı;  "Her şeyden önce su vardı." sözleriyle başlar ve "Yer, ay, gök, güneş yoktu. Sadece Tanrı Kayra Han (Kuday) vardı, ancak yalnızdı ve canı sıkılıyordu, sudan gelen bir ses ona 'yarat' dedi. O da kendi gibi birini yarattı ve ona KİŞİ dedi." sözleriyle başlar. Burada gök cisimlerin dahi olmadığı bir ortamda KİŞİnin  yaratılmasına dikkat çekmek istiyorum. Ruh bedeni yaratır. Türk Mitolojisinde özellikle şamanlar Kişinin fiziksel özelliklerini uzun uzun betimlerler ancak Kayra Han ile ilgili fiziksel özelliklerden bahsedilmez bu durum ruh ve beden farkındalığı açısından dikkat çekicidir.  "İkisi de birer kara kaz gibi su üzerinde uçuyorlardı. Tanrı Kayra Han bir şey düşünmüyordu. O sırada Kişi, yeli bulup suyu dalgalandırdı. (Maddeye şekil verebilmek için maddesel bir beden gerekir) Kayra Han'ın yüzüne su sıçrattı. (Yukarıda ne varsa aşağıda da aynısı vardır) Bunu yapınca da kendisinin Tanrı'dan güçlü olduğunu sandı; daha yü...