FİLİZ OKUR YILMAZ

Adem bilinci beden hapishanesine düşer Aşağıların en aşağısına! Karanlık bir mağarada yol alan İlahi Kıvılcımdır O... Hisler, hayaller, duygularla can bulan bedendeki hücreler Adem'e secde ettiğinde; melek İsyan ettiğinde; şeytan olur... Canlı bir tapınaktır O... Dışarıda değil içeride devinir herşey... Ataların hikayeleri beden toprağına ekilmiştir Her hücre bu hikayeleri ANa taşır... Cennet ve cehennem bu hikayeler ile açılır ve kapanır... 7 endokrin bezi 7 kapıdır; cennete ya da cehenneme açılan... Islah edilmesi gereken 7 başlı ejderha iç alemdedir... Duygular kaygı cehennemini ya da sevgi cennetini yaratır... Serotonin; gül bahçelerinin kokusunu taşırken Kortizol; karanlık dehlizlere hapseder... Kurşundan kalaya Kalaydan demire Demirden bakıra Bakırdan civaya Civadan gümüşe Gümüşten altına giden bir yolculuk bedende kodlanmıştır... Kollektif bir hafıza matriksidir beden Kozmik hafıza beyinde kayıtlıdır; açmak gerekir Öfke karaciğerde birikir; arındırmak gerekir Nefes akciğerde...

Eski anılar açığa çıkıyor, özellikle atalarımız ile ilgili olan yaralar. Bu yüzden duygusal dalgalanmalar yaşıyoruz. DNA mızda uyuyan genler uyanıyor, gerçekler açığa çıkıyor! Derin bir sorgulama tüm benliğimizi sararken köklerimizle ilgili gerçeği bulmak üzere yönlendiriliyoruz.  Babam soyumuzun Ordu'ya Bulgaristan Kırcaali köyünden geldiğini söylerdi. Hatta soyadımız KIRCA imiş sonradan Büyükbabam ve kardeşleri tüm köyün soyadı Kırca olduğu için OKUR soyadını almış. Bu gece rüyamda oğullarımla birlikte Bulgaristan' a gidiyorduk. Bulgaristan'ın anlamını araştırırken karşıma Kırcaali ile ilgili bir gezi videosu çıktı. Hiçbir şey tesadüf değildir... Bulgar adının eski Türkçede bulgamak (karışmak) sözcüğünden geldiği düşünülmektedir. Bir diğer düşünce ise; Ana Türkçedeki bel (beş) ve gur ("ok" boy anlamında) sözcüklerinden oluştuğudur. Videoyu izlerken yaşanan tüm acı ve travmaları çok derin bir şekilde hissettim, gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. Yerinden yu...

 🧿 Nazar boncuğumuz güneşin sembolüdür. Güneş’in yaşam veren ışıkları, Türk kültüründe güç, bereket ve korunma anlamına gelir. Türk mitolojisinde Güneş; hayatın kaynağıdır, ışığın ve gücün sembolüdür. Güneşin doğuşu; yaşamın başlangıcını, batışı; ölüm ve yeniden doğuşu simgeler. Eski Türk inancında Güneş, Tanrı'nın bir simgesi olarak kabul edilir ve gökyüzünde hüküm süren en yüce varlık olarak bilinirdi. Güneş; kutsallığın, saflığın ve bilgeliğin sembolüdür. Hükümdarların ve liderlerin gücünü de simgeleyen Güneş devletin ve hanedanların sembollerinde sıkça kullanılmıştır. Türk bayraklarında, mezar taşlarında ve eski sanat eserlerinde Güneş motifi yaygın bir şekilde yer almıştır.  Türk mitolojisinde Güneş ve Ay, evrenin iki güçlü sembolüdür ve birbirlerini tamamlarlar. Güneş; hayatın ve gücün kaynağıdır, altın elementinin ve sonsuzluğun sembolüdür, Ay ise; gizemin, sırların, gümüş elementinin ve döngüselliğin sembolüdür.  Hilal ay; yeni başlangıçların ve değişimin sembolü...