Yaradılış-Yükseliş Yolculuğunun Şifreleri


Düzensizlik ve karanlıktan, düzen ve iyiliğin olduğu, hayatın gelişebileceği bir dünya yaratan Yaratıcı insanı KENDİ SURETİNDE yaratır. İnsanın görevi; Yaratıcının erdemlerini dünyaya yansıtmaktır. Yani "İnsan Yaratıcının dünyasını YARATICI ADINA YÖNETMEK için atanır." 

Yaşamın gelişebileceği yeni bir dünya için tasarlanan cennet bahçesindeki iyi ile kötüyü bilme ağacı ise; SEÇME HAKKIMIZI gösterir.

Yaşam kaynağı olan yaşam ağacı; KALP ile kurulan RUHSAL bağlantının sembolüdür. Kalp ve damarları gözünüzde canlandırın. Hikayeye geri dönersek; Yaratıcıya karşı isyan eden YILAN insanı kandırır. Yaratıcıya güvenin yerini Yaratıcı'dan bağımsız yaşama isteği alır. İnsan iyi ve kötüyü kendisi yorumlamak ister ve oyun başlar. 

Ancak ilk hamlede birbirinin eşi olan ve birlikte hareket etmesi planlanan eril ve dişil enerji yani Kadın ve Erkek birbirine güvenemez, birbirine yabancılaşır ve aralarındaki yakınlık kaybolur. Sonuç olarak YILAN (OMURGA-ASA) yenilgiye ve toz yemeğe mahkûm edilir ve cennetten kovulurlar. 

Yolculuğa çıkan eril ve dişil enerjidir. Dişil enerji ruh ile bağlantıda olan kalbimizin, eril enerji ise ruhtan aldığı bilgelikle hareket eden zihnimizin sembolüdür. Eril ve dişil enerjinin birlikteliği ile şekillenen Cennet bahçesinden kovulmak; zihin temelli ikilik alemine geçiş yapmaktır. 

Yaradılış Efsanesi' ne geri dönelim;

İsyan, acı, keder ve ölüm ile sonuçlanacak bir yolculuk başlar. Anlatıda; Kardeşini öldüren Kabil'in nasıl günaha bulaştığını, şiddet ve baskının hüküm sürdüğü bir şehir inşa ettiğini, bu şehirlerde birden fazla kadınla evlenen erkekleri, savaş, şiddet ve artan yozlaşmayı görüyoruz. Ardından Yaratıcının dünyasını ve kendi hayatlarını yok eden, yoldan çıkan ve ilahi olanla yani kalperi ile bağlantıyı kesen ve zihinle hareket eden insanların tufanla temizlendiği aktarılır. Tufandan sadece doğru  yolda, dürüst ve adaletli olanlar ile Nuh ve ailesi kurtulur.

Ancak yeni kurulan dünyada insanlık yine yoldan çıkar, süreç yine tekrar eder ve Yaratıcıdan uzaklaşmanın sonucu olarak Babil yıkılır.  İyi ve kötüyü kendisi tanımlamak isteyen insan her defasında yoldan çıkmakta, nefsine yenilmekte, kaos ve çatışmalara sebep olmaktadır.

Babil'de yıkılan dünyanın kurtarılması için Yaratıcı tarafından gönderilen bir soy ile anlatı devam eder. Bu destansı anlatının içinde kendi hikayemizi bulmaya yönlendiriliriz. Bu yüzden anlatıdaki karakterlere odaklandığımız kadar mekân ve olayların örüntüsüne de odaklanmalıyız. 

Yeryüzündeki halkların İbrahim Peygamber ile kutsanması için oldukça uzun sürecek bir yolculuk başlar. İbrahim ve ailesinin Kenan diyarına gitmesi istenir. 

Doğu Akdeniz' den Türkiye' ye, Kuzey Irak üzerinden Basra Körfezine uzanan topraklar BEREKETLİ HİLAL olarak bilinir. 'Nehirler arasındaki toprak' anlamına gelen Mezopotamya... Yahudi, Hristiyan ve islamiyetin babası İbrahim'in şehri UR ve Ur' dan yola çıkan bir kervan; Güney Irak'tan kuzey Irak'a, Suriye'den Mısır'a, Mısır'dan Kenan topraklarına doğru seyahat eden ve seyahat boyunca atalarının hikayelerini aktaran bir kervan...

Tanrının isteği ile yola çıkan İbrahim bir oğulla müjdelenir. İbrahim ve eşi çocuklarının olacağı müjdelenmesine rağmen sabredememişlerdi ve eşi Sara'nın isteği üzerine kölesi Hacer'den İsmail doğmuştu. Burada yapılan hatanın oğlunu kurban etmesinin istenmesi ile telafi edildiğini görüyoruz. Oğlunu kurban etme hadisesi ile İMAN ve MUTLAK İTAAT vurgulanır. 

İbrahim ölüm döşeğinde iken İshak köle Hacer' den olan oğlu İsmail'i bulup getirir. İbrahim halkının bir ülkede tutsak olacağı, acı çekeceği ancak sonunda vadedilmiş topraklara kavuşacağı müjdesini vererek oğullarından birini değil, halkını kutsayarak ölür. Onlara cennetin güzelliklerini ve yeryüzünün zenginliklerini diler. İbrahim döneminde İnsan ile Yaratıcı arasındaki bağ kurulmuş, TEK TANRI İNANCI ile yol çizilmiş artık Yaradan' ın çizdiği yolda yürüme vakti gelmiştir. 

İshak Tanrı tarafından müjdelenen çocuktur ve adı "gülecek" anlamına gelir. İbrahim'in ASASI (ASA; 33 omurganın sembolüdür) İshak'a geçer. İshak'ın da 20 yıl çocuğu olmaz ancak sabrederek DUA (ruhsal bağlantı) eder ve ikiz çocukları olur; Yakup ve Esav. Rebekah ile evlenen, ziraat yaparak Kenan diyarında yaşayan İshak tüm ömrü boyunca vadedilen topraklarda yaşamayı başarmıştır. 

İshak avcı olan Esav' ı kutsamak ister ve ondan avladığı hayvanı pişirip getirmesini ister. Ancak hile ile Yakup kutsanır. Yakup Harran'a giderek dayısının kızı ile evlenir. Burada aldığı eşler için 7 yıl dayısına çalışır. Yakup döneminde çok eşlilik ve hilelerle karşılaşıyoruz. Ancak yozlaşma cezalandırılacak, Yakup ciddi bedeller ödemek zorunda kalacaktır.

Yakup TÖVBE ederek Tanrıya itaat eder ve kardeşine oyun oynadığı için pişman olur. Kenan diyarına giderek kardeşi ile barışır.  

Yakup'un 12 oğlu vardır. Kardeşleri Yusuf'u  kıskandıkları için Mısır' lı tüccarlara satarlar ve babalarına onu bir hayvanın parçaladığını söyleyerek kanlı gömleğini götürürler. Yusuf zindana atılır, rüya tabir edebildiği için zindandan kurtulur ve Mısır'da yüksek bir makama atanır. Mısır; maddeler dünyasının sembolüdür. Burada BİLGELİK, DOĞRULUK ve DÜRÜSTLÜK ile hareket eden Yusuf'un yükselişine tanık oluyoruz. AKIL, İDRAK ve GÜÇ temalarının ön plana çıkarıldığı bir anlatı ile karşılaşıyoruz. Yaratıcının her an onlarla birlikte olduğu vurgusu; kıtlık sonucu Yakup ve oğullarının Mısır'a gelişi ve İbrahim'in Asâsının Yusuf'a verilmesi ile devam eder.

Yusuf haramdan uzak durmuş, Züleyha' nın onu baştan çıkarmasına izin vermediği için zindana atılmıştır. Yusuf döneminde; DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, NEFSİNE HAKİM OLABİLME, GELECEĞİ GÖRME, kardeşlerini AFFEDEBİLME, ADALETLE HAREKET ederek halkın kıtlıktan etkilenmesini önleme temaları vurgulanır. Yaşananlar karşısında yeterince SAFLAŞMA ve rüya kapısının açılması ruhsal bağlantı ile ilgilidir. Rüyaları yorumlayabilme yani sembol dilini okuyabilme yeteneğinin ortaya çıkması kurulan RUHSAL BAĞLANTININ göstergesidir.

Aradan 400 yıl (*Ergenekon Efsanesinde de 400 yıl beklenir) geçer ve Musa ile Mısır'dan çıkış anlatısı başlar. Yusuf döneminde Mısır'a giren ibrahim soyunu Mısır' dan çıkarma görevi Musa’nındır ve herşey Yaratıcı nın büyük planının bir parçasıdır. Ibrahim'in ölmeden önce halkının tutsak edilecegini bildirdiğini hatırlayalım.

Bu sefer durum Babil'den daha kötüdür. İnsanlık Tanrı'nın kutsamasını kaybetmiştir ve masum çocukları bile öldürecek olan bir Firavun ile karşı karşıyadır. Ancak Nil nehrine bırakılan Musa( MU-ASA) seçilmiştir ve Yaratıcının koruması altındadır. Halkı Mısır'dan çıkararak vadedilen topraklara götürme görevi Musa’nındır. Musa ile kardeşi Harun'un birlikte yol alması ve asanın bazen Musa'da bazen Harun'da olması ikiliğin devam ettiğini gösterir. Anlatı Yaratıcı ile Firavunun yüzleşmesi ile devam eder. Anlatı boyunca Yaratıcıdan gelen belaların Firavunun katı yüreğinin yani KENDİ İRADESİNİN BİR SONUCU olduğu vurgulanır.  Firavuna birçok fırsat sunulmuş ancak Firavunun KİBİR ve İSYANI devam etmiştir bu durum sonucu Firavunun oğlu ölür. Sonuçta kötülük had safhaya çıktığı için Yaratıcı kendi halkını kurtarırken şeytanlaşmış zihnin sembolü olan Firavunu ikiye yarılan Nil Nehri' nde boğar. Mısır'dan çıkış Rabbin sonsuza dek egemenliğini vurgular. Aynı zamanda maddeler dünyasından çıkışın ve ruh ile buluşmanın sembolüdür. Yaratıcının bir gün dünyadaki kötülükle yüzleşeceğini ve köleleştirilmiş halkını özgür kılarak VADEDİLEN TOPRAKLARA getireceğini müjdeler.

Ancak asıl yolculuk Mısır' dan çıkış ile başlar yol uzun, yorucu ve çetindir. Yaratıcı ile antlaşma kutsamanın yapılacağı Sina Dağındadır. Sina Dağında Musa'ya 10 emir ve Yaradan ile ilişkiyi tesis eden ibadet şekilleri verilir. Ancak Sina'ya yürüyen halk bolluğun olduğu Mısır'ı özleyerek ŞİKAYET eder, Mısır'ın tanrılarından korktuğu için altından bir buzağı yaparak TAPMAya başlar, İSYAN eder, Mısır'a DÖNMEK ister, vadedilen topraklarda yaşayan Kenanlılardan KORKAR ve 40 yıl boyunca çölde dolaşır durur ve vadedilen topraklara giremezler.

Buradaki asıl sorun: Yaradanın varlığının bu günahkar ve yozlaşmış halk ile nasıl birlikte olacağıdır. Burada Yaradanın MERHAMETİ, ADALETİ ve vaadine olan SADAKATİ vurgulanır ve yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen ALTIN SANDIK ve ÇADIR inşa edilir. Çadır Aden bahçesinin bir sembolü gibidir ancak dikkat edelim anlatının bu bölümünde Musa halkına kızarak antlaşma metnini kırar (ÖFKE). Toplum arasından seçilen ve toplumu Tek Tanrı'nın çizdiği yolda yönlendirmek üzere görevlendirilen Musa arınmadan çadıra giremez. (MU-ASA çölde kalır çünkü vadedilen topraklara YENİ NESİL girebilecektir. Yani KENDİNDEN KENDİNİ VAREDEBİLEN)

Musa bedenimizdeki enerjinin sembolik anlatımıdır. Mısır'dan ayrılması maddi dünyadan çıkış yapmasıdır. İlim deryası denize dalınca içindeki Firavun boğulur ve çölden dağa doğru yolculuk başlar. 

Buluşma çadırının yanında Kahinler, Leviler ve 12 oymağın yer alması Tanrının kutsal varlığının halkın ortasında olmasının vurgulanmasıdır. 

İbrahim'in asası Yuşa olarak bildiğimiz YEŞU' ya verilir. İshak'ın kutsamak istediği ancak Yakup'un HİLE ile asayı aldığı kardeşi Esav' ın soyundandır yani asa doğru kişiyi bulmuş, ADALET tesis edilmiştir. Yeşu, Musa’nın yardımcısıydı. Musa’nın kardeşi Harun’dan bile ona daha yakın olduğu ve her an onun hizmetinde olduğu rivayet edilir. “Çıkış” sonrası İsrailoğulları, Sina çöllerinde ilerlerlerken onları durdurmaya çalışan Amelek kavminin ordusu ile çarpışmak üzere Yeşu görevlendirilir. Musa TUR dağındaki görüşmelere Yeşu ile gider onu yanından ayırmazdı ve böylece Yeşu Musa ile birlikte o mevkie kadar giderek her anına şahitlik ederdi.

Yeşu döneminde yeni nesil daha önce atalarının korktuğu ve bu yüzden 40 yıl çölde kaldığı Kenanlılara karşı savaşırlar, savaşı kazanırlar ve toprakları 12 oymağa bölerler. Şeria'dan geçerlerken aynı Mısır'da olduğu gibi ırmak tekrar yarılır ve bu aşamada altın AHİT SANDIĞI' da geçirilir. 

Kenan diyarı putlar diyarıdır ve yozlaşmanın simgesidir. Kenanlılar özellikle cinsellik ve ahlaki açıdan çok yozlaşmış bir toplumdur üstelik çocuklarını kurban etmektedirler. Bu yüzden İbranilerin Kenanlılar ile evlenmesi ve iş antlaşması yapması yasaklanır. 

Yeşu döneminde ADALET ve BİLGELİK ilkeleri ön plandadır. Rabbin BİRLİĞİ ve TEKLİĞİ, evlilik, aile, sosyal ibadet ile İbrahimin soyu diğer halklardan ayrı tutulur ve kutsanır. 

Yaradılış Efsanesi kişinin tekamül yolculuğunu anlatır. Yeşu ile karşılaşan gizemli kişi tüm bu anlatının ve savaşın TANRI - İNSAN arasında yaşandığını net bir şekilde vurgular. 

“Kenan” topraklarında elde edilen ilk toprak Eriha’dır. Ardından Beyt el, Ay, Makkeda, Libna, Lakiş, Eglon, Debir, Şefela, Hatsor gibi şehirleri ele geçiren Nun oğlu Yeşu; beş yıl süren fetihlerden sonra ele geçirdiği bölgeleri taksim eder. Yeşu' nun mucizelerini de kısaca özetleyelim; Nehrin yarılması, görünmez ordularla desteklenmesi, Eriha kuşatmasında şehrin duvarlarının aniden çökmesi, Ay şehrinin uzattığı kargı ile ele geçirilmesi, Gibeon şehri üzerinde Güneşin sabit kalması ve ayın doğmaması, Beyt Horon' da düşmanların üzerine gökten taş yağması.

Sonuçta İbrahimin Soyu vadedilen toprakları miras olarak alır bu süreçte azda olsa İbranilerin Tanrısına dönen Kenanlılara rastlıyoruz. Savaş ile ilgili anlatıda şiddet değil adalet savunulur. 

Yeşu' nun ölümü sonrası Kenanlılara uyma ve Ahlaki yozlaşma aşağı hareket eden döngüyü başlatır. 6 Hakim ile bu döngü aktarılırken kral olmadığı için herkesin kendince doğru olanı yaptığı vurgulanır.

Destansı anlatı DİRİLİŞ ve YENİ YARADILIŞ ile ilahi bir UMUT kelamıdır. Yer ve gök yani eril ve dişil bir araya gelene ve Yaratıcının Krallığında yaradılıştaki cenneti, cennet bahçesini yapılandırana kadar sürer. Yeni insanlık dünyayı Yaratıcının sevgisiyle yönetmeyi öğrenene dek... 

Bilinçaltımızla olan bağlantımız, hislerimiz ve nasıl olduğunu bilmeden bir şey hakkında fikir sahibi olmamız hakkında düşündünüz mü hiç?

Kalbimizden geçenlere odaklanmayı başardığımızda bizi bize bizimle gösterecek bir yol arkadaşımız olur. Hz. Mevlana'nın dediği gibi:

"Eğer sen Hak yolunda yürürsen, senin yolunu açar, kolaylaştırırlar.

Eğer Hakk”ın varlığında yok olursan, seni gerçek varlığa döndürürler.

Benlikten kurtulursan o kadar büyürsün ki âleme sığmazsın.

İşte o zaman seni sana, sensiz gösterirler."

Kalbimizin sesini dinleyerek ve net bir niyet ile zihnimizi şekillendirerek yol aldığımızda birliğe hizmet ederiz. Birlik varsa iyilik ve sevgi vardır. Kaos ve kötülüğün nedeni; birlikten uzaklaşarak ego temelli zihin ile hareket etmektir. 

Eril ve dişil enerjimizi dengeleyerek; huzurlu, dingin, barışçıl ve sevgi dolu bir enerji yaymaya başladığımızda kendimize ve dünyamıza inanılmaz bir katkı sağlarız. Kendimiz değişip dönüşürken dünyamız da değişip dönüşür. Herşey kendimizden kendimizedir. Tüm bu yolculuk zihnimizin ötesine geçip kendimizden kendimizi varederek 'BEN' diyebilmek, varlığımızdaki eril ve dişil enerjiyi dengeleyerek gerçekliğin ötesine; zamanın olmadığı kozmik okyanusa geçerek 'BİZ' diyebilmek ve birlik bilincini anlayarak 'HU' olabilmek için planlanır.

Sanal bir oyunun içindeyiz. Holografik görüntülerle yaratılan bir simülasyondayız. Deneyimlerimiz sonucu edindiğimiz bilgeliği bilincimize kaydederiz. Gerçek olan tek şey bilincimize yaptığımız katkıdır. 

Dünya bir yükseliş okuludur, zorlu bir eğitim sistemi vardır. Bilincimiz masalın içindeki gerçek, deneyimlerimiz gerçeğin içindeki masaldır...

Sevgiyle kalın...

YouTube Khttps://youtube.com/@hakikattektir999?si=thImvQOcogf4uwO9analım 


Yorumlar

  1. Muhteşem, teşekkürler 🤩

    YanıtlaSil
  2. Sizinle aynı dünyada nefes almak umut verici, saygılar sevgili rehberim, iyi ki varsınız 🌹🌷

    YanıtlaSil
  3. Kutsal metinlere başka bir açıdan bakmamı sağladınız, Teşekkür ederim 🌸❤️

    YanıtlaSil
  4. filiz hanım muhteşemsiniz çok sevgiler❤️harika ötesi yazmışsınız yolculuğumda iyi ki sizinle karşılaştım size gönülden minnettarım🙏sizi çok seviyorum🍁inanılmaz güzel yazınız🍂

    YanıtlaSil
  5. 🍀🕊🍀Hocam çok yaşayın, olağanüstü tesbitler, fevkalade açılımlar, bütünsel paylaşımlarınız için minnettarım. "Ben bu cihana sigmazam"diye boşuna dememiş nesimi ,sayenizde daha iyi anladım, süpersiniz 🙏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zaman Gezgini

Derviş Hürdür

Işık - Ses - Renk (Ezoterik Öğreti)