DÖNGÜ
Astrolojik göstergelere göre; 2018-2025 dönemi köklü değişimlerin, dönüşümlerin ve sistemlerin sorgulandığı bir süreçtir. 2018 yılında Uranüs boğa burcuna geçtiğinde hayatımızda köklerimizi sarsan, alışkanlıklarımızı değiştiren bir devrimci edasıyla pek çok şeyi sorguladık, üzerini kapattığımız, görmezden geldiğimiz ne varsa yüzleştik. Bizi zincirleyen alışkanlıklarımızın güvende hissetmemizi sağladığını anladık ve gerçekten ne istediğimizi sorguladık. Özgürleştik...
7 Temmuz 2025' de Uranüs İkizler burcuna geçti. Bu olay, yaklaşık 84 yılda bir gerçekleşen, büyük ve nesilsel bir astrolojik dönüm noktasıdır. Bir dönemin enerjisi zirveye ulaştı ve yön değiştirdi.
2018-2025 yılları arasında Uranüs boğadayken maddi dünya ile ilgili kalıplar çözüldü. Bireysel gelişim sonucu ruhun canlanması özgürlük arayışını beraberinde getirdi; yeni bir sayfa açıldı... Sürü psikolojisinden sıyrılabilenler kendilerini daha rahat ifade edebilecekleri, özgür olabilecekleri alanlara yöneldi. Özellikle corona döneminde büyük bir bilinç sıçrayışı gerçekleşti ve kentlerden köye, doğaya dönüş planları başladı.
Uyanışın hızlanması kollektif bilinci etkiledi ve 100 maymun deneyinde olduğu gibi domino taşı etkisi yaratarak insanlar yaşamı sorgulamaya, hayatlarıyla ilgili sağlam kararlar almaya, büyümeye ve dönüşmeye başladılar.
Bu dönemde Plüton'un yapıları yıpratması büyük önem taşır. Uranüs'ün beklenmedik teknolojik ve ekonomik değişimleri ise yapısal reformların yaşandığı bir hazırlık dönemini temellendirir.
2025'in ikinci yarısı Plüton Kova burcuna yerleşti. Değişimlerin başladığı bu süreç bireysel ve toplumsal düzeyde yeni bir vizyonla somutlaşmaya başladı. Duygusal ve sosyal alanda yeni kararlar alındı. 7 Temmuz'da enerji zirve yaptı ve yeni bir yöne doğru kuvvetli bir geçiş başladı.
10 Temmuz 2025'te yaşanan Oğlak Dolunayı; kariyer, sorumluluklar, hedefler ve otorite figürleri konularında önemli tamamlanmalar, sonuçlar ve netleşmeler getirdi.
4 Temmuzda Venüs'ün İkizler burcuna geçişi ve Neptün ile Satürn'ün Koç burcunda geri hareket yapması gibi diğer gezegen hareketleri de bu haftanın enerjisini destekledi.. Uranüs'ün İkizler burcuna geçişi tüm dünyayı etkileyecek yepyeni bir dönemi başlattı.
Plüton'un 2008 yılında başlattığı süreç 2024 de tamamlandı. Plüton; yıkım ve yeniden doğuşun gezegenidir. 2024'te Kova burcuna geçmeden önceki bu uzun seyri, otorite, devletler, büyük şirketler ve geleneksel yapılar gibi Oğlak temalarını derinlemesine dönüştürdü, güç mücadelelerini ve yapısal sorunları açığa çıkardı.
Belirli aralıklarla burç değiştiren Ay Düğümleri, bireysel ve kolektif kaderde odaklanılması gereken alanları gösterir. Bu dönemde özellikle güvenlik, değerler, ilişkiler, denge ve bireysellik gibi konularda kadersel temaları öne çıkardı.
Değişimin Gezegeni Uranüs; ani değişimleri, uyanışı, özgürlüğü, teknolojiyi ve devrimleri temsil eder. İletişim ve zihnin burcu İkizler ise; zihniyet, iletişim, bilgi akışı, ticaret, eğitim ve yakın çevreyi yönetir. Bu temaların birleşimiyle oluşan geçiş önümüzdeki 7 yıl boyunca etkili olacak büyük bir döngünün başlangıcıdır: Bu süreçte iletişim, yapay zeka, internet ve ulaşım teknolojilerinde beklenmedik, hızlı ve çığır açan gelişmeler yaşanabilir.
Zihinsel uyanışla canlanan bu süreç; toplumsal düşünce yapısında ani değişimleri tetikleyerek yeni fikirlerin hızla yayılmasını ve ezber bozan bakış açılarının ortaya çıkmasını sağlar.
Bilgiye erişimin hızlanması; öğrenme biçimini ve eğitim sistemlerini radikal bir şekilde etkiler. Dolayısıyla medya, haberleşme ve sosyal etkileşim araçları büyük bir dönüşüm geçirebilir. İfade özgürlüğü ve bireysel özerklik konuları toplumsal olarak daha fazla önem kazanabilir.
Uranüs’ün Güneş, Ay, Merkür gibi kişisel gezegenlere veya yükselen burca açı yapması; uyanış ve uyanmış bir ruhla eşleştirilir. Böyle bir açı yaşayan kişilerin frekansı değişir ve kendilerini farklı hissetmeye başlarlar. Frekans yükselişi dengeyi etkiler ve hassasiyeti artırır.
Uranüs, bizi yeniden kendi gerçeğimizle uyumlu hale getirmek için hayatımızı altüst eder. Kaosla gelen düzen! Bir gecede kariyerimizi değiştirebiliriz, ilişkimiz bitebilir, psişik duyarlılıklarımız uyanabilir, sınırlarımızın dışına çıkabiliriz.
Omurgamız boyunca yükselen enerji nöronlarımızın parlamasını, hücrelerimizin bilgi ile titreşmesini tetikler. İlahi sistem omurgamız yoluyla bizimle konuşur. Yeniden yapılanma tüm hücrelerimize ulaşır. Bu süreçte bedensel rahatsızlıklar tetiklenir; şiddetli bel ağrıları, kalpte çarpıntı, tansiyon yükselmesi, omuz- boyun- baş ağrıları, kulak çınlamaları gibi belirtileri bir rahatsızlık olarak görmeyelim, dinleyelim. Bir şeyler yeniden düzenleniyor. Şimşeklerin bizi harekete geçirmesine izin verelim.
Uranüs geleneklerden uzaklaşarak, düzenimizi yıkarak bizi kişisel özerkliğe ve kolektif özgürlüğe doğru taşır.
Bu geçiş sürecinde tarzımızı belirler, dehamızın, zekamızın ve benzersiz bakış açımızın farkına varabiliriz. Bakış açımız geliştikçe nöral kapasitemiz yükselir.
İkizler’deki Uranüs düşünce kalıplarımızı bilinçli olarak ve kolaylıkla değiştirmemizi kolaylaştırır. Olumsuz duyguların yerine sevgi ve şefkat içeren yüksek frekanslı kazanımlar koymamızı sağlar.
Bu süreçte bize düşen bizi kısıtlayan inançlarımızın derinlemesine farkına varmak ve davranışlarımız ve seçimlerimiz yoluyla aktif bir şekilde meydan okumaktır.
Zihnimizi gerçek amacımızdan uzaklaştıran şeylerin farkına varmalı, dikkatimizi dağıtan çeldiricilerden uzak durarak bizi geliştirecek alanlara odaklanmalıyız.
Kendimize güvenmeli, ideal gerçekliğimizi yaratma potansiyelimizi geliştirmeliyiz. Her gün istediğimiz gerçekliği gözümüzde canlandırarak beynimizi ve enerjimizi eğitmeliyiz. Değişimden kaçmayı bırakalım çünkü değişmeyen tek şey değişimin kendisidir...
Yükseliş yeniden yapılanmış bir zihinle alakalıdır ve zihnimizin kalbimizi takip etmesi gerekir. Zihnimiz kalbimizle senkronize olduğunda çok daha verimli çalışır. Merak ve esneklik bizi geliştirir. Düşünce kalıplarımıza körü körüne bağlanmak yerine kendimizi yeniye açalım. Eleştirel düşünme becerilerimizi yenilemek bizi bir adım öne taşır.
En önemlisi korkmayalım hiç bir şey için geç değildir. Özgürlük yolunda sağlam adımlarla yürüyelim ve en önemlisi yolumuzu kendimiz çizelim. Sezgilerimize güvenmeyi ve seçici olmayı unutmayalım.
Bu süreçte bedenimize özen gösterelim çünkü parlak fikirler sakin, dengede ve dinlenmiş bir bedende köklenir.
Öyle bir dönem ki bu geçmişe demir atanlar gittikçe güçlenen dalgalarla boğuşmak zorunda kalacak, yelkenlerini bilinçli bir şekilde açanlar ise yeniliğe doğru yol alacak ve kendini heyecan verici kıyılarda bulacak. Her birimiz bireysel ve toplumsal evrimin bilinçli katılımcıları olmalı, ruhumuzun çizdiği yolda neşe, keyif, coşku içinde yürümeliyiz.
Şimdi köklerimizle buluşma vakti, ruhumuz gerçek doğasına dönmek istiyor. Yüzümüzü doğaya, doğallığa döndüğümüz ve değişimi sevgiyle kucaklayabildiğimizde gerçek güvenin ne olduğunu da öğrenebiliriz.
Sevgiyle kalın🌻


bana sezgilerime hissettiklerime güvenmeyi öğrettiniz bu yolculuğumda sizinle yürüyebildiğim için çok şanslıyım kalbinizi açtığınız için size minnettarım filiz hanım🙏🏻sonsuz sevgiler❤️
YanıtlaSilSevgi ve emek hak edenlerle paylaşıldığında anlamlı hale geliyor💞 Görmek istemeyene göstermek, duymak istemeyene duyurmak, anlamak istemeyene anlatmak, değişmek istemeyeni değiştirmek mümkün değil...İyi ki varsınız, sonsuz sevgiler✨️✨️✨️✨️✨️
SilTeşekkürler Filiz Hanım🍀💦💦💦
YanıtlaSil🙏♥️
Sil🌈🌻🪻🙏
YanıtlaSil🙏♥️
Sil🙏♥️
YanıtlaSil❤️
Sil