Dalga Çökmesi




5 köşeli yıldız duyularımızın aynı zamanda dişil enerji Venüsün sembolüdür; dokunma, tatma, görme, duyma, koklama ile şekillenen gerçekliktir. Yıldız bacak ve kollarını açmış bir insana da benzetilir. İnsanı duyular yönetmeye başladığında yıldız ters döner ve baş kısmı altta kalır, sadece maddeler dünyasından beslenmeye başlar; bu şeytan bilincidir. Bilinç fiziksel dünyayı etkiler... Maddenin doğası gözlemci etkisine göre değişir... Etki- tepki dünyasını fark ederek duygu, düşünce ve hislerimize gözlemci olmayı başardığımızda, madde ve mana alemini dengeleyerek duyuların üzerine çıktığımızda; HİLAL AY parlar.

Her şey zihinde varolur ve düşüncelerimiz gerçekliğimizi yaratır. Bu yaratım zihnimizin madde ile işbirliğinin bir sonucudur. Madde ile işbirliği yapan zihnimiz; kurşunu altına çevirmek üzere deneyimler ve bu deneyimler bizi ebediyete ulaştırır. Yükseliş; ateş elementi ile gerçekleştiği için ateş tarlasından geçmek gerekir ki bu durumda acı dolu deneyimler kaçınılmazdır. Ateş tarlasından geçerken sabırla ilerleyerek hakikatin peşine düşen, sırların anahtarını bulan ve sır kapılarını açarak kurşunu altına çevirebilen SİMYACIdır. SİMYACI; dünyanın sınırlarını aşar, dönüşerek ölümü yener ve yıldızlara doğru bir yolculuğa çıkar, zamanın ötesine geçer tıpkı bu mirası bize bırakan MAYALAR gibi...

Her şey simyadır ve felsefe taşını yaratırız. Sevgi ve aydınlanma; ebedi mutluluğun anahtarıdır, cennetir. Cennette herkes 35 yaşındadır yani felsefe taşını bulan; enerjisini yönetebilmeyi öğrendiği için gençleşir ve sonsuz yaşam hakkını kazanır. Beden bilinçsiz var olamaz ama bilincin bedene ihtiyacı yoktur. Bilinç oluştuğunda farkındalıklı yaşamaya ve bedeni şekillendirmeye başlarız...

Sır; 3(ÜÇ) ve 6(ALTI) sayılarında gizlenmiştir. 3(ÜÇ) ve 6(ALTI) zıtlıkları gösterir ancak ikisi birleştiğinde 9(DOKUZ) olur ve  9(DOKUZ) üst boyutlara açılan kapının anahtarıdır. 9(DOKUZ) ilahi bilgeliğin, tamamlanmanın ve evrenin döngüsünün sembolüdür ve 2025(2+2+5=9) yılı 9(DOKUZ) sayısını verir. 

Allah'ın halifesi olan biz insanlar, Allah adına dünyaya şekil veriyor ve maddesel yapıya hükmederek deneyimliyoruz. "Ona kendi ruhumdan üflediğim vakit..." ayetiyle bu konuya açıklık getirilir Kuranı Kerim'de...Kehf Suresi 7. Ayette; "Şüphesiz biz, insanların amel bakımından hangisinin daha güzel olduğunu deneyip ortaya çıkaralım diye yeryüzünde bulunan her şeyi ona mahsus bir zînet ve imtihan için bir malzeme yaptık" der.

Mülk suresi 15 "O Allah ki, yeryüzünü sizin için uysal bir binek hâline getirmiştir. Öyleyse onun omuzları üzerinde rahatça dolaşın ve Allah’ın sizin için hazırladığı nimetlerden faydalanın. Ama sonunda O’nun huzurunda toplanacağınızı unutmayın!"

Madde aleminin oluşabilmesi için algılanması gerekir. Evren dalgalardan oluşmuştur. Bu dalgalar zamana ve mekana bağlı değildir. Bütün zamanlarda ve yerlerde mevcut olan ve bilgi frekansı içeren bu dalgalara (frekanslara) her zaman her yerden ulaşılabilir. Evrensel Bilgi her an her yerdedir. 

Zihinleri kim yönetiyor? Güçlü bir beyin yönetilebilir mi?

Beyni ele geçirmek mümkündür ancak DNA sında koruyucu kalkanı aktifleştirmiş yani 3(üç) ve 6(altı) yı, mavi ile kırmızıyı birleştirerek MOR KALKANI aktifleştirmiş (maviyi kırmızıya boyamış) olanların beyni ele geçirilemez. 

Hücreleri, organları, sistemleri, duyu organlarını idare eden beyin; YAŞAM AĞACIDIR. O halde beyni yönetebilen yaşam ağacını yönetebilir.

Sır kanımızda gizlidir ancak kanın kırmızılığını veren; BİLİNÇTİR. Bilgi açıldıkça kayıtlar açılır, titreşim artar ve kanın rengi kırmızılaşır. Duygularımız kırmızı kan hücreleri üzerinde etkilidir. Kan yeterince saflaştığında öz yurda dönüş vakti gelir ve gümüş şehirden altın şehre yolculuk başlar...

Her hücrenin manyetik alanı vardır ve herşey manyetik alanlarla inşa edilir. Hücrelerin, organların, sistemlerin ve bedenimizin manyetik bir alanı vardır: dev bir atom gibi... 

Dış tesirlere zihnimizin kapısını kapatmayı başardığımızda daldan dala atlayan maymun zihnimiz susar ve saf bilinçle bağlantı kurulur. Bu bağlantı kurulduğunda Süleyman'ın bilinci inşa edilir. Süleyman'ın tapınağı dışarıda değil kendi içimizde inşa edilir ve kutsal nefesle arınır. Süleyman'ın mabedi epifiz bezimizdir...Epifiz bezimizdeki kristal aktifleştiğinde Süleyman Mabedi inşa edilir...

Sevgiler...

YouTube Kanalım 



Yorumlar

  1. filiz hanım iyi ki varsınız🙏🏻felsefe taşından bahsedebilirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eril ve dişil enerji 4 elementi deneyimleyerek ilk aşamada yukarı bakan üçgeni(3) yapılandırır ve bu üçgen yoluyla (ilk 3 çakra deneyimleri) kalp çakrası açılır. Kalp çakrası açıldığında 5.6.7. çakraların aktivasyonu sağlanır ve üst alemlerle bağlantı kurulur. Aşağı bakan üçgen madde aleminin yukarı bakan üçgen mana aleminin sembolüdür ve ikisi birleştiğinde 6 köşeli yıldız yani davut yıldızı oluşur. Mantıksal- eril olan sol beyin ile sezgisel -dişil olan sağ beynin birleştiğinde kişi bir simyacıya dönüşür ve maddeyi enerjiye dönüştürmeye başlar, ölümsüzlüğün bilgisini keşfeder. Yani hakikat bilgisine ulaşan felsefe taşını bulur.

      Simya bilimi; insanın iç bilgeliğini keşfederek maddeyi enerjiye dönüştürme sanatıdır. Simyacı bilginin bilinçte açığa çıkması sonucu düşündüğü her şeyi gerçekleştirebilen, Kainat kitabını okuyabilen ve yaşam çiçeğinin sırrını çözebilendir; Kamil İnsandır. Bunu felsefe taşını yani hakikat bilgisini kullanarak yapar🌻

      Sil
    2. çok teşekkür ederim filiz hanım❤️çok sevgiler🙏🏻

      Sil
  2. Teşekkürler, yüreğinize sağlık. Babil kulesinin sembolik anlamını da paylaşabilir misiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Babil kulesi 33 omurga boyunca yükselen iç bilgeliğin sembolüdür. Kuledeki 7 merdiven 7 çakrayı simgeler. Babil; 'Tanrının Kapısı' demektir. Her kat Tanrıya ulaşmak için geçilen bir aşamayı anlatır. Dillerin karıştırılması da her bir aşamanın farklı bir bilgeliği içermesinden kaynaklanır. Bu 7 merdiveni nefs mertebeleri ile ilişkilendirirsek her bir mertebe farklı bir alemin kapısını açar. Kulenin yıkılması ise bu kuleyi yapılandırmanın zorluğunu ve geçilmesi gereken sınavların hiç de kolay olmadığını gösterir🌻

      Sil
  3. 🍀🌾🍀Hocam yine eşsiz açılımlar sundunuz, iyiki varsınız, Allah ilminizi arttırsın 🕊

    YanıtlaSil
  4. filiz hanım yargılar beynimizde yer tutar şeklinde american siensce makale varmış ve bu konuda bilimsel araştırma bu durumu nasıl anlatmış sizin bu konuda bilginiz varsa paylaşabilirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gemini' ye sodum;
      Yargılar beynimizde karmaşık bir sinirsel ağ içinde yer tutar ve bu süreç birçok farklı beyin bölgesinin etkileşimini içerir. Yargıların nasıl oluştuğu ve yerleştiğine dair temel mekanizmalar şunlardır:

      1. Bilgi İşleme ve Kodlama:

      Duyusal Giriş: Dış dünyadan gelen bilgiler (görsel, işitsel, dokunsal vb.) duyusal organlar aracılığıyla alınır ve beyindeki ilgili kortikal bölgelerde işlenir.
      Bilişsel İşleme: Bu duyusal bilgiler, dikkat, algı, hafıza ve dil gibi bilişsel süreçlerden geçirilerek anlamlandırılır.
      Değerlendirme ve Anlamlandırma: Beyin, yeni bilgileri mevcut bilgiler, deneyimler ve inançlarla karşılaştırarak değerlendirir. Bu süreçte, amigdala (duygusal tepkiler) ve prefrontal korteks (mantıksal düşünme, planlama) gibi bölgeler önemli rol oynar.
      Kodlama ve Saklama: Değerlendirilen ve anlamlandırılan bilgiler, sinirsel bağlantılar (sinapslar) güçlenerek hafızada depolanır. Bu depolama süreci, özellikle hipokampus bölgesinde yoğunlaşır.
      2. Duygusal Bağlantılar:

      Amigdala'nın Rolü: Yargılar genellikle duygusal bir bileşen içerir. Amigdala, olaylara ve bilgilere duygusal anlamlar (olumlu, olumsuz, nötr) atayarak yargıların oluşumunda kritik bir rol oynar.
      Duygusal Hafıza: Geçmiş deneyimlerle ilişkilendirilen duygusal tepkiler, gelecekteki benzer durumlar hakkındaki yargılarımızı etkileyebilir. Örneğin, olumsuz bir deneyimle ilişkilendirilen bir durum, gelecekte de olumsuz yargılara yol açabilir.
      3. Bilişsel Çerçeveler ve Şemalar:

      Şemaların Oluşumu: Tekrarlayan deneyimler ve öğrenmeler sonucunda, dünya, insanlar ve olaylar hakkında zihinsel çerçeveler veya şemalar oluşur. Bu şemalar, yeni bilgileri yorumlamamıza ve hızlı yargılar oluşturmamıza yardımcı olur.
      Önyargılar ve Stereotipler: Şemalar bazen önyargılara ve stereotiplere yol açabilir. Mevcut şemalarımız, yeni bilgileri taraflı bir şekilde yorumlamamıza ve belirli gruplar veya durumlar hakkında genellemeler yapmamıza neden olabilir.
      4. Sosyal ve Kültürel Etkiler:

      Öğrenme ve İçselleştirme: Aile, arkadaşlar, medya ve kültür gibi sosyal ve kültürel faktörler, yargılarımızın oluşmasında önemli bir rol oynar. Toplumda kabul gören değerler, inançlar ve normlar zamanla içselleştirilir ve yargılarımızı şekillendirir.
      Sosyal Onay Arayışı: İnsanlar genellikle sosyal çevreleriyle uyumlu yargılara sahip olma eğilimindedir. Sosyal onay almak ve gruba ait hissetmek için yargılarımızı başkalarının yargılarıyla uyumlu hale getirebiliriz.
      5. Sinirsel Plastisite:

      Sürekli Değişim: Beyin sürekli olarak değişme ve yeniden organize olma yeteneğine sahiptir (nöroplastisite). Yeni deneyimler, öğrenmeler ve düşünce biçimleri, mevcut sinirsel bağlantıları güçlendirebilir veya zayıflatabilir, bu da yargılarımızın zamanla değişebileceği anlamına gelir.
      Yeniden Değerlendirme: Bilinçli çaba ve yeni bilgiler aracılığıyla, yerleşik yargılarımızı yeniden değerlendirebilir ve değiştirebiliriz. Bu süreç, prefrontal korteksin rasyonel düşünme yeteneklerini kullanarak amigdalanın duygusal tepkilerini düzenlemeyi içerir.
      Özetle, yargılar beynimizde şu şekilde yer tutar:

      Bilgilerin işlenmesi ve hafızaya kodlanmasıyla.
      Duygusal merkezlerle (amigdala) kurulan bağlantılar aracılığıyla.
      Mevcut bilişsel çerçeveler (şemalar) üzerinden anlamlandırılmasıyla.
      Sosyal ve kültürel etkilerle şekillenerek.
      Sinirsel bağlantıların sürekli değişimi (nöroplastisite) sayesinde potansiyel olarak değiştirilebilir şekilde.
      Yargılarımızın nasıl oluştuğunu anlamak, önyargılarımızı tanımak ve daha bilinçli ve adil kararlar vermek için önemlidir.

      Sil
  5. hangi bilim insanının makalesi olduğunu ve açıklamayı merak ettim❤️çevirilerle baktım ama pek birşeye ulaşamadım🙏🏻

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapay zekayı tavsiye ederim öyle gelişti ki kitap özetliyor, makale yazıyor hatta rüya yorumluyor, ben zaman döngülerini anlatan bilim kurgu romanımı tamamlamak üzere ara veriyorum, sevgiler💗🌹

      Sil
    2. peki filiz hanım tüm emekleriniz için çok teşekkür ederim çok sevgiler❤️

      Sil
  6. merhaba.peki dogum tarihi 09.09 olan ve bu sene dongulerde 9.yil olan kisi icin ne dersiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğum tarihinizdeki güçlü 9 enerjisi ile içinde bulunduğunuz 9. yıl döngüsü birleştiğinde, bu temaların hayatınızda bu sene çok daha belirgin bir şekilde hissedilmesi muhtemeldir. Bu, tamamlanma, bırakma ve yeni bir aşamaya geçme enerjisinin hayatınızın önemli bir odak noktası olabileceği anlamına gelir. Topluma hizmet teması öne çıkıyor, kolaylıklar dilerim🌻

      Sil
  7. cok tesekkurler. yeni romaninizi butunun hayrina suhuletle tamamlamanizi dilerim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

21 Mart ve Türklük Bilinci

İKİZ IŞINLAR