MU BİLGELİĞİ


MU Uygarlığının bilgeliği Uygur Türkleri ile devam etmiştir. MU dan gelen ve Sirius Yıldızı ile bağlantılı olan bilgeler dünyanın her yanına yayılmış ve MU BİLGELİĞİ PARÇA PARÇA AKTARILMIŞTIR.

Bozkurt ile sembolleştirilen Sirius bilgeliği tüm dünyayı dönüştürmek üzere sistematik bir bilgi aktarımı yapmakta ve MU bilgeliğini canlandırmaya çalışmaktadır. Sirius gezegeni görevlilerin yetiştirildiği bir yıldızdır. Göksel kapıyı bekleyen kurt Sirius'un titreşimi ile eşleşen ruhlara göğün kapısını açar ve yolu gösterir. Seçilen görevliler vasıtasıyla bilgi aktarımı yapılarak eşleşen bilinç kodlarının açılması hedeflenir. 

Dünyanın en gizemli kütüphanesi olan DNA mızda MU bilgeliği kodludur ve tüm sistem bu kodların açılması için işbirliği yapar. MU kıtası; birlik bilincinin, bütünsel beynin maddeleşmiş halidir. Madde manayı, mana maddeyi etkiler ve birlikte hareket eder. Yukarısı nasılsa aşağısı da öyledir.

Sirius tarafından seçilen ve görev numarası verilen her görevli bilinç durumuna göre farklı bir boyuta hizmet eder. Her boyut bakış açısına göre şekillenir; dini eğitim ile başlayan evrensel bilince uzanan geniş bir yelpazede tüm bilinçler eğitilir, yetiştirilir ve gözlemlenir. İlhamlar, rüyalar, deneyimler yoluyla bilincin yükseltilmesi hedeflenir.

İngiliz gezgin ve yazar James Churchward, Hindistan'da bir tapınakta bulduğunu iddia ettiği "Naga-Maya" adlı antik tabletlere dayanarak Mu Kıtasının, Pasifik Okyanusu'nda var olan ve yaklaşık 12.000 yıl önce, bir dizi büyük deprem ve volkanik patlama sonucu batarak yok olan devasa bir kıta olduğunu aktarır.

Dünyanın diğer bölgelerindeki medeniyetlerin (Mısır, Maya, İnka gibi) aslında Mu'dan göç eden koloniler tarafından kurulduğunu iddia eden Churchward'un teorisine göre; Mu medeniyeti oldukça ileri bir uygarlıktı. Işınlama, telepati ve uçan araçlar gibi teknolojilere sahiptiler. 

Bazı ezoterik öğretilere göre, Sirius, dünyadaki birçok eski medeniyet için bir bilgelik ve aydınlanma kaynağıdır; Mu medeniyetinin manevi ve teknolojik bilgisi, Sirius yıldız sisteminden gelen varlıklar veya enerjiler tarafından aktarılmıştır. 

Sirius'un, manevi anlamda Dünya'nın gelişimine yardımcı olan yüksek frekanslı bir enerji yaydığına inanılır. Mu kıtasının da bu enerjiyi kullanarak yüksek bir bilinç seviyesine ulaştığı düşünülür.

Mu kıtası teorisi, bilim dünyası tarafından genel olarak kabul görmez. Jeologlar, arkeologlar ve tarihçiler, Pasifik Okyanusu'nda o büyüklükte bir kıtanın var olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığını belirtirler. Ancak efsane olarak nitelendirilen MU ortak bilinçte yerini almaya başladığında bu bulgular da değişebilir.

Ay; karanlık tarafın ve gölgelerin, güneş; aydınlık tarafın ve ışığın sembolüdür. Ay 3D Matrixi yapılandıran bir uzay gemisidir ve yaşı dünyadan büyüktür. Biz karanlıkla hizalandığımızda ayın karanlık enerjisi ile Matrixin içinde buluruz kendimizi, güneşle hizalandığımızda ise Matrixden çıkış yaparak üst bilinç düzeyleri ile iletişim kurmaya başlarız. İlk 3 çakra ay ile senkronizedir, üst çakralar ise güneşle... İlk 3 çakra devinimleriyle içimizdeki gücü yapılandırarak sevgi, vicdan, merhamet, şefkat, iyilik, anlayış ile titreşmeye başladığımızda güneşle bağlantı kurmayı başarırız; mana aleminin kapısı açılır ve rehberler yolu göstermeye başlar. Kalp çakramız açılmadan epifiz bezimiz sağlıklı çalışmaz mana aleminin kapısı kalptir. Kılavuzumuz kalbimiz olduğunda göksel kapılar bir bir açılır. Birlik bilincine açılan kapı kalptir. 

Güneş ile senkronize olmayı başardığımızda ay ile şekillenen Matrixi kavrar ve yaşadığımız her şeyin kendi şuurumuzun bir yansıması olduğunu farkederiz. 'Ol der olur' diyen mekanizmayı kavradığımızda her şeyin etki- tepki prensibi doğrultusunda şekillendiğini ve ikilikler içinde savrulduğumuzu anlarız. Bunu farkettiğimizde iki seçenek ile baş başa buluruz kendimizi; o mekanizmayı yönetmek ve gücü elimizde tutmak OL demek isteriz ki burada firavunlaşma söz konusudur ve huzur yoktur, huzur ferdiyet bilincinin ötesindedir. Zamanın ötesindedir ve asıl kurtuluş ol demeyi de oldurmayı da bırakınca zaman döngüsünden çıkarak anda huzuru yapılandırmayı başarınca gelir. Huzuru yapılandırmayı başaran bilir ki; her şeyin sırrı titreşimdir ve yüksek bir titreşim mucizelerle eşleşir, anda yaşar, akıştadır ve mucizeler hayatına sınırsızca akar.  

Hayatın tohumlarını barındıran birlik okyanusu; NUN un derinliklerinde RA yaratılır. RA nın gözü; evrensel ruhun sembolüdür. Güneşin her şeyi gören gözüdür. Şahin başlı RA gündüz gökyüzünde güneştir, gece yeraltında kötüleri yenen koç...Ve bu böyle devam eder her sabah yeraltı dünyasından geri döner ve güneş olarak yeniden doğar. Güneş doğar ve batar; ELİF LAM RA ikilikten doğan birliğin sembolüdür. YA SİN; ışık SENSİN, ilahi nuru yansıtan ayna SENSİN.

Özde BİR, yolculuk birden bire, doğan da batan da güneş, şahin olan da koç olan da; 'kah çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi kah inerim yeryüzüne seyreder alem beni' 

İnsandan yıldıza, oyunculuktan yazarlığa, acıyla yoğrularak varolmaya giden bu yolculukta; güneş doğduğunda kalkar, güneş battığında yatarız; güneş SENDE doğar ve SENDE batar...

Varoluşta bir yerin mi olmasını istiyorsun? O zaman bir resim çiz, ne çizmek isterdin?

Ahmet Faruk'un her dinlediğimde gönül tellerimi titreştiren eseri ile koyalım noktayı, sevgiyle kalın...

KÜL EYLE

Ben bir alemim, ÂLEM bendedir

Bir garip insanım, ADEM bendedir

Madem ki HAKKIN RUHU bendedir

Ruhumu veren RABBEDİR ŞÜKRÜM.


Beni benden alıp bend eyle bana

Gönlümdeki sırrı nakşeyle bana

İhsan, yağmur gibi yağsın bu cana

İster külhan, ister KÜL EYLE BENİ.


HAKKIN yollarına düştüm giderim

Ham idim piştim ŞÜKÜR EDERİM 

Mahşerde CEMAL CENNET isterim

Canımı veren RABBEDİR ŞÜKRÜM.


Beni benden alıp bend eyle bana

Gönlümdeki sırrı nakşeyle bana

İhsan, yağmur gibi yağsın bu cana

İster külhan ister KÜL EYLE BENİ.

YouTube Kanalım





Yorumlar

  1. filiz hanım size kalpten çok ama çok teşekkür ederim her zaman ki gibi muhteşem yazmışsınız🙏🏻çok sevgiler☀️

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler 🌞

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. filiz hanım bu soruyu buraya yazmak istemedim ama size sormak istediğim için yazdım çok özür diliyorum iblis ile şeytanın arasındaki farkı sizden öğrenmek için yazmak istedim çok sevgiler🙏

      Sil
  3. İslamda İblis in belirli bir kimliği ve hikayesi vardır (ateşten yaratıldığını söyleyerek insana secde etmeyi reddetmiştir) İblisin şeytanın maddeleşmiş hali olduğunu düşünüyorum. Şeytan gölge benliklerimizin sembolüdür, İblis ise gölgelerin form bulmuş halidir. Ancak hakikatte her ikisi de insanın evrimine yardımcı olur. İyi ya da kötü yoktur; herşey bütünün hayrınadır🌹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iyi ya da kötü yoktur;herşey bütünün hayrınadır🙏o kadar muazzam anlatmışsınız ki size gönülden sonsuz minnettarım❤️

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

TÜRK YILDIZI - SEKİZ KÖŞELİ YILDIZ

İKİZ IŞINLAR

Dalga Çökmesi