Elementler Dünyası
Her elementin kendine özgü atomik yapısı ve aynı titreşime sahip partikülleri vardır. Her partikül kendi titreşimi ile varolur ve varoluşla bağlantı kurar.
Burada önemli olan Atomik Bağın çözülmeden uyum ve ahenk içinde varlığını sürdürebilmesidir. Ahenk ve uyum olduğu sürece güçlü bir aura alanı oluşur ve negatif enerjiyi uzaklaştırır. Elementler gibi ÖZümüz ile bir bütünüz. Bir bütünün kendinden ayrılan parçası da bir bütündür.
Evrenimiz tüm elementlerin birleşimiden oluşur. Evrenimizde her şey aynı bütünün bir parçasıdır ancak her oyuncunun rolü farklıdır. Bütünlüğü bir arada tutan; atomik çekirdeklerin titreşimiyle şekillenen bağlardır ve her atomik çekirdeğin titreşimi farklıdır.
Enerjetik bağların kopması sistemin çökmesi anlamını taşıdığı için enejik alanlar vasıtasıyla bütünlük korunmaya ve genişletilmeye çalışılmaktadır. Bağın kopması tüm sistemin çökmesi demektir. Bu çöküşü önlemenin yolu enerji alanlarını çoğaltarak evrenimizi yaşatmaktır.
Evrende hiçbir şey yok olmaz her şey aslına rücu eder yani enerji üreten her şey ikinci evreni oluşturacak olan bir çekirdekte toplanır. Eski enerji yeni enerjiyi oluşturur. Eski dünyanın yeni dünyayı yapılandırması gibi...
Kömür ve elmas aynı elementtir ve kömürün elmasa dönüşmesi maruz kaldığı basınç ile ilişkilidir. Acının içinden çıkıp devam edebilmek; kelebeğin kozadan çıkması ve tırtılın kelebek olması sürecidir. Gelişebilmek için buradayız. Acı öğretir ve zamanla azalır. Atomaltı parçacıklar her an ölür ve doğar. Sürekli ileri doğru bir itilim, bir hareket vardır, deneyimlerimiz yoluyla öğrenir, edindiğimiz bilgeliği kaydederek ilerleriz.
Sonu olmayan bir döngünün içindeyiz. Ne der Sevgili Mevlana;
"Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
Öyleyse ölümden korkmak niye?
Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
Ya da alçaldığım görüldü mü?
Bir gün insan olarak ölüp,
ışıktan bir yaratık,
rüyaların meleği olacağım.
Fakat yolum devam edecek,
Allah’tan başka her şey kaybolacak.
Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım.
Yıldızların üstünde bir yıldız olup,
Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım."
Mevlana Celaleddin Rumi
Birçok olasılığın sürekli devinim halinde olduğu ve anda şekillendiği bu okyanusta merkezimizde ve dengede kalmayı başarabilirsek; kendi hayatımızı yapılandırabiliriz.
Aklımız ile bilir kalbimiz ile iman ederiz. Akıl ile ilerlemeye çalıştığımızda OL-ANları kavramakta zorlanırız ve eninde sonunda umutsuzluğa düşeriz. Oysa kalbimizle iman ederek ilerlemeyi başarabilirsek içinde bulunduğumuz teslimiyet hali bizi rahatlatır, endişe ve korkularımızı giderir. Akıl ile ilerlemeye çalışmak ve sürekli kurgulamak, sürekli sorgulamak akıntıya karşı yüzmektir, yorar yıpratır, panik atak ve psikolojik rahatsızlıklar bu yüzdendir. Baş edemeyeceğimiz sorunlar karşısında göstereceğimiz teslimiyet aslında kendimizi rahatlatmak içindir. Akıl; eleştirir, yargılar, açık arar, suçlu arar, kuşku içindedir ve vesvese içinde bırakır. iman; rahatlatır, teskin eder, dinginleştirir.
Kalbimizle iman ettiğimiz için başımıza gelen her şeyin hayrımıza olduğuna inanırız ancak aklımız ve dilimiz de bu akışa eşlik etmelidir. Her seçim başka bir evrene geçiştir. Her çekirdek yeni bir evrenin altyapısıdır. Boyutlar; seçenekler sonucu oluşan paralel evrenlerdir...
🍀🌙🍀Hocam olağanüstü ve mükemmel tesbitler yapmışsınız, iyiki varsınız 👏👏
YanıtlaSilTeşekkürler 💫
Sil