Dünya Oyunu
Zihinsel ve ruhsal frekansımız yoluyla yaydığımız enerji manyetik alanımızı oluşturur. Dünya oyunu her birimizden yayılan enerji ile şekillenir. Bireysel ve bütünsel bir değişim yolcuğunun hikayesini yazıyoruz hep birlikte! Baktığımız, gördüğümüz, duyduğumuz her şey bizden yansır. Odak noktamızda olanı enerjimizle besleyerek -düşüncelerimiz yoluyla- var ederiz.
İkiliklerin kurguladığı bir dünya oyunundayız ancak bütünsel bir bakış açısıyla üst düzey bir farkındalıkla baktığımızda her şeyin BİR'e hizmet ettiğini ve BİR'in yansıması olduğunu anlarız. İhlas Suresi bu durumu vurgular.
"De ki; O Allah bir tektir. Allah eksiksiz, sameddir."
Negatif tüm enerjiler pozitife hizmet eder, yüce bir amaca giden bu yolculuk BİR olanı tezahür ettirmek içindir. Bu ikilikler dünyasında karanlıktan geçmeden aydınlığa ulaşmak mümkün değildir ve deneyimlerimiz bu yüzden zorlayıcıdır. Karanlıkta kaybolmadan aydınlığın yolunu takip etmek zordur.
Aydınlık sonsuzluğu temsil eder. İçinde bulunduğumuz ikiliklerin olduğu dünya ise sonludur. Sonunda ışık olan karanlık bir tünelde yol alıyoruz. Tünelin başlangıcı kapkaranlık olsa da ilerledikçe tünelin ucundaki ışığı görmeye başlarız. İşte bu fark ediş büyük bir hayret ve aşkı beraberinde getirir. Karanlığın aydınlığa giden bir yol olduğunu anlarız. Işık insan formuna girdiğinde sonu aydınlık olan karanlık bir tünelde açar gözlerini. Tünelde bizi yolumuzdan alıkoymak için sergilenen ilüzyonlar vardır. Don Kişot'un değirmenler ile savaşması gibidir her şey, zihinsel bir oyundur. Öz varlığımıza uyanarak tünelin ucundaki ışığı fark ettiğimizde; zihin devreden çıkar ve savaş biter.
Sevgi titreşimi yayabilmek ve sakin kalabilmek için her şeyin olması gerektiği için olduğunu ve daha yüksek bir amaca hizmet ettiğini kabul ederek gözlemci kalabilmeliyiz. Her birimiz bu amaca hizmet etmek üzere buradayız ve deneyimlerimiz yoluyla birlik ve beraberlik bilincine ulaşarak tamamlanabilmek üzere yol alıyoruz.
Fiziksel, zihinsel, duygusal ve eterik bedenlerimiz arasında senkronizasyon sağlayarak dengede kalmaya özen göstermeliyiz. Kozmik yaşamda ulaşabileceğimiz tek an şimdiki andır o yüzden an'da kalmalıyız.
Maddenin enerjiye, enerjinin maddeye dönüşebildiği kuantum bir alan içinde yaşıyoruz. Her şey tek bir yapı. ( Vahdeti vücut, Teklik)
Beyin algısı ile şekillenen bir dünyada yaşar diğer yapı ve boyutları duyu organlarımız yetersiz olduğu için algılayamayız. Gözbebeğimiz bize sınırlar çizer ve yaşadığımız matrixi oluşturur. Dünyamız algılayabildiğimiz dalga boyları ile şekillenir, algılayamadığımız dalga boylarının bilgisine ulaşamayız. Gözden alınan sinyaller doğrultusunda gelen görüntüler beynin içinde oluşur. Dünyamız beynimizin içinde şekillenir. Tüm yaşamımız beynimizin içinde geçtiğine göre kabir alemi de beynimizde şekillenir.
Şuur sonsuza dek yaşadığına göre ölenler de aynı yerde, kuantum alandadır. Bedenli ve bedensiz varlıkları birbirinden ayıran tek şey titreşim seviyeleri yani frekanslarıdır. Paralel evrenler veya boyutlar frekans farklılıklarından başka bir şey değildir. Evrenin sırrı; titreşim, frekans ve enerjidir.
Tüm algıladığımız alem beynimizdeki bilgi doğrultusunda şekillenir. Beyin alınan bilgiler doğrultusunda geliştiğinde algılayabildiği dalga boyları da değişir. Biz dışarıda değil, iç dünyamızda yaşıyoruz. İç dünyamız değiştiğinde dış dünyamız da değişir. Sevgi çok yüksek titreşimli bir duygudur ve içten dışa doğru yayılan bir titreşimle gerçekliği yeniden şekillendirir. Nefret de aynısını yapar, kalbimizden yayılan his dünyamızı şekillendirir. Nasıl bir dünyada yaşamak istiyorsunuz?
Madde algısı kalktığında mekan ve zaman algısı da kalktığına ve yaşadığımız her şey biz henüz harekete geçmeden 6 saniye önce beynimizde şekillendiğine göre; gerçeklik nedir?
Sınırlarımızı genişletmeye ve bize giydirilmiş kimlikleri çıkarmaya başladığımızda gerçekte kim olduğumuzu fark ederiz. Kalbimiz ve zihnimiz ne kadar arınmışsa ruhumuz o oranda güçlüdür. Farkındalıklı bireyler arttığında ve sevgi yayılmaya başladığında negatif enerji dönüşmeye başlar. İçe yönelerek Dünya'da sevgiyi yaymaya ve yapılandırmaya devam edelim. Sevgiler🕊️
🍀🧚♂️🍀fevkalade güzel anlattınız, minnettarım 👏
YanıtlaSilTeşekkürler 🍀
Silfiliz hanım gerçeklik nedir?gerçekten biraz yazabilirmisiniz?
YanıtlaSilÇok katmanlı bir yapı, rüya içinde rüya. Kendi algımız ve deneyimlerimiz doğrultusunda şekillenen bir yapı. Berkeley ' var olmak algılanmaktır' der. Gözlemci varsa varlık var, yoksa yok. Madde ve enerjinin muhteşem dansı. Duygusal körlüğümüz ve dış dünyanın iç dünyaya göre şekillenmesi oldukça düşündürücü. 'Kavanozdaki beyin' ya da bilgisayar temelli bir simülasyon. Bence insanların davranış modellerini gözlemlemek için yapılan bir deney de olabilir. Deney için bir araya getirilen 30 kişilik bir grup. Simurg hikayesinde gizlenmiş bir yükseliş oyunu. Kazananların sonsuz yaşamı elde edebileceği bir yapı. Zirveye yükselmeyi hedefleyen gölge oyunu🏔
Silfiliz hanım uzun süredir araştırıyorum ama net birşey yok gibi irade bile bizde değil gibi hissediyorum sanki sonsuz olan birşeyin içinde son arıyorum ama hergün her an herşey değişiyor yaşamımı bile yaşayamaz haldeyim bu konularda hep kafam🙏
YanıtlaSilCanım benim😍 çaban çok kıymetli ve bu yol ilim olmadan açılmıyor ancak kalbe inip teslim olmadıkça da ilim yeterli olmuyor. Bu yüzden zihin ve gönül birlikteliği şart. Deneyimlerimizden kazandığımız bilgeliği kalbimizin süzgecinden geçirmemiz gerekiyor. Benim sana tavsiyem; bir oyunda olduğunu düşünmen, dünyanın sanal bir oyun alanı olduğunu ve her deneyimin alman gereken derslerle ilgili olduğunu düşün. Bu oyun eğlence için değil eğitim için yani burası bir okul. Tüm levelları atlayıp akıl ile gönlü birleyen ve birlik bilincine ulaşanların sonsuz yaşamı elde edeceği bir okul. Dolayısıyla müfredatı, kuralları, zorlukları var. Her aşama geçildiğinde yeni bir deneyim başlıyor. Bu okul deneyimler yoluyla öğretiyor. Ben yolculuğumun başında rüyamda yüksek camları silerken düşer tırtıl görürdüm. Kelebek olmayı başarmamız gerekiyor. Tırtıl ve yılan aynı şeyi simgeler; maddeler dünyasında debelenmeyi. Sonra Hızır elimden tuttu, gökyüzüne yükselirken tüm binalar kumdan kaleler gibi yıkılıyordu işte o an ilüzyonu anladım ve rüyamda bir yumurtadan çıktığımı gördüm. Sonra elime kalem verildi ve yazmam istendi, yazarken ve anlatırken anlamaya başladım ve rüyalarım yol gösterici bir kılavuz haline geldi. Rüyalarımda bir okulda öğrenciydim ve renklerle bilgi veriliyordu sonra öğretmen oldum o dönemde HU diyerek bedenden çıktığımı gördüm. 313 leri bulmuştum kendimi kırklar meclisinde buldum. Yolculuğum halen de devam ediyor. Rüyalarımız en güvenilir yoldur bizi direk kalbimize yani yuvamıza bağlar. Ancak rüya kapın açık değilse bile eşzamanlılıklar, tesadüfler, görüler yoluyla haber verilir. Sadece biraz durmak ve dinlemek gerekiyor. Yazmanı tavsiye ederim belki de el vereceğim kişi sensin, seni seviyorum🦋💙
Silfiliz hanım benim için çok kıymetlisiniz❤️bunu tüm kalbimle bilmenizi istiyorum🙏çok teşekkür ederim herşey için sizden gelen herşey kabulüm filiz hanım 🦋💙size söz veriyorum yazdıklarınıza dikkat edeceğim ve çok daha farkındalıkla alemimi okumaya çalışacağım çok sevgiler💙
Sil💙🦋
Sil