Noktanın Sırrı




On sekiz bin alemi kendinde toplayan "Ba"nın(Arap alfebesinde ikinci harf ) altındaki nokta; AN'dır der Lütfi Filiz 'Noktanın Sonsuzluğu' adlı kitabında ve ekler "bu nokta uzatıldığında sonsuza ulaşan bir hat meydana gelir. Bu nokta üzerinde bir hat esas alınır ve o nokta merkez olmak üzere bir daire çizilecek olursa, bu dairenin çapına zaman adı verilir."

Bir pergel ile daire çizelim sonra pergeli dairenin merkezinde kapatalım. İşte bu nokta AN yani görünmezlik alemidir ve hem zamanın hem de dairenin merkezi olduğu için her şey o noktada birleşir. O halde an sabit, zaman hareketlidir. Sema yapanların bir ayağını sabit tutup diğerini döndürmesi an-zaman ilişkisinin sembolüdür. An devamlıdır zaman ise algıladığımız kadardır.

Günümüzde evrenin ilk halini dev teleskoplarla görüntülediğimize göre; zamanda yolculuk yaptığımız söylenebilir mi?

Bebek evrenden kesitleri yansıtan fotoğraflara, Hubble Uzay Teleskobunun internet sitesi http://hubblesite.org'dan ulaşılabiliyor.

Duygu, düşünce ve hislerimizin oluşturduğu titreşim gezegen devinimleri yoluyla hayat aynamızda bize gösterilir ve yaydığımız titreşimle yüzleşmemiz sağlanır. Titreşim seviyemizi yükselterek bir üst frekansa uyumlanana kadar aynı sarmalda dönüp dururuz. Tireşimimiz yükseldikçe almamız gereken dersler değişerek devam eder; Kamil İnsan olana dek... 

Hayat aynamızda bize yansıtılanları gözlemleyerek ne ile sınandığımızı anlamak ve farkındalıkla hareket etmek titreşimimizi yükseltir ve bizi farklı bir alana uyumlar. 

Gezegen döngüleri ile çalışan bir sistemde zaman ve mekan ile sınırlandırılmış bir alanda deneyimleyerek kendimizi keşfetmek üzere seyir halindeyiz. An'da zaman yoktur, frekansımız yükseldiğinde; geçmişimiz ve geleceğimiz şifalanır.  Geçmiş ve gelecek an'da bir noktada toplanır. Noktanın sırrı! 

Bedenimizin ve gezegenlerin yapı taşı olan elementler aynı olduğu için gezegenlerle dolanık bir haldeyiz. Kaderin kodları potansiyelimizde kayıtlı ve gezegenlerin devinimleri ile titreşerek bir bir açılır. Kuantum dolanıklık prensibine göre birbirimize bağlıyız ve birbirimizi etkiliyoruz. Şemsi Tebrizi der ki:

"Kainat tek vücud, tek varlıktır. Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir."

Geçmişteki tecrübe ve deneyimlerimiz sonucu oluşan titreşimimiz bu günü yapılandırdı ve bizi içinde bulunduğumuz frekansa uyumladı, bu günkü titreşimimiz ise geleceği yapılandıracak... Doğduğumuz an'daki gezegen devinimleri kadersel sınırlarımızı belirler ve bu döngüler almamız gereken dersleri tekrar tekrar karşımıza çıkarır; tekâmül edebilmemiz için...

"Ey Habibim sen olmasaydın felekleri yaratmazdım." (Hadis)


Yorumlar

  1. 🍀😇🍀Hocam an da herhangi bir şey yaşadık, hemen onunla ilgili geçmişteki benzer olay durumlar aklımıza gelir veya gelecekte olabilecek ihtimaller ,cikarimlari degerlendiririz.aslinda bunlarla ilgili , zanna kapılmadan, her olan vedurumu birbirinden bağımsız degerlendirirsek an da kalabiliriz gibi geldi bana.umarim doğru anlamisimdir. Sevgiler🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, öğrenilmesi gereken derse odaklanarak takılmadan ilerlemek, sevgiler 🌟

      Sil
  2. 🍀🍒🍀iyi ki varsınız, minnettarım 👏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zaman Gezgini

Derviş Hürdür

Işık - Ses - Renk (Ezoterik Öğreti)