Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Musa'dan Hızır'a Yolculuk

Resim
Gördüğümüz her şeyde Hakkı görmeye başladığımızda, iyi-kötü olmadığını her şeyin bütüne hizmet ettiğini kavradığımızda Hızır'ı anlarız. Musa bedeninden çıkar Hızır bilinci ile ilerleriz. Hızır'ı anlamak için önce beynin çalışma biçimini anlamaya çalışmalıyız, bilincimizi örten perdeleri kaldırmak Musa(beden) bilincinden kolaylıkla çıkarır bizi. Tutunduklarımızı bırakarak ve her şeyin bir rüyadan ibaret olduğunu bilerek ilerlediğimizde Hızır'ı ve ledün ilminin sırlarını anlarız.  Beyin karanlık bir kutudur ve içinde sadece fotonlar ile durmaksızın akan elektriksel ve nörolojik sinyaller vardır. Yaşadığımız gerçeklik beynin elektromanyetik titreşimleri yorumlamasından ibarettir. Elektriksel nöronların ışıması ile şekillenen bir gerçeklik gerçekten gerçek midir? "Nur içinde nur!" Gerçeklik dediğimiz şey elektromanyetik bir ışımadır. "Allah göklerin ve yerin nurudur!" Bu evrenle sınırlı değiliz ve titreşim seviyesine göre birbirinden ayrılan iç içe evrenler ...

Crıspr- Cas9

Resim
Trilyonlarca hücremiz ve hücrelerimizin içinde de genetik kodumuzu içeren DNA'MIZ var. Dna'mız 6 milyar dişi olan bir sarmal ve dört harften oluşuyor. Bu harfler hücrelerimizin içinde ve genetik mirasımız bu kodlarla şifrelenmiş. Moleküler biyoloji de öyle bir keşif yapıldı ki; Dna yapımızı ve kodlarımızı değiştirmek üzere crıspr-cas 9 adlı bir makas bulundu. Bu makas yoluyla belli genler silinip yerine yeni genler yerleştirilebilecek. Mikroskopik bir makastan bahsediyoruz.  Süper bir insan tasarımı yapmak üzere tasarlanmış bebeklerde değişim yapıldı bile ve bu değişiklikler gen hafızası yoluyla geleceğe aktarılacak! Genetik hastalıkları tedavi etmek için ideal görünen bu yönteme insanlığın geleceği açısından bakınca ürpermemek elde değil! Canlı bir yaşamın kodlarını değiştirebilecek bir teknolojinin ileride bir silaha dönüşmesi mümkün ve oldukça endişe verici! Bu makas kullanılırsa mutasyonlarımız doğal olmayacak insan tarafından şekillenecek! Bu makası bulan ve nobel ödülüne ...

Kader Kodları ve Gezegenler

Resim
Dna'mız dört yapıtaşından oluşur; hayatın alfebesi dört harftir...DNA'mızın bir titreşimi vardır ve bu titreşim yoluyla tüm kozmosla bağlantı halindedir. Doğum anımızda gezegen etkileri ile kaderimizin ana hatlarını içeren matematiksel bir kod yazılır ve DNA'mıza kaydedilir. Gezegenlerden gelen kozmik ışınlar ile sürekli etkileşim halindeyiz ve bu ışınlar dalga etkisi yaratarak DNA' mızda kayıtlı olan kodları etkinleştirir. Hangi ışın kombinasyonu ile doğmuşsak o etkileri canlandırır; Etki-tepki prensibi! Gelen etkilere verdiğimiz tepkiler; özgür iradedir! Kaderimiz matematiksel bir koddur ancak seçimler bize aittir işte bu yüzden aklımızı kullanarak gelen etkileri farkındalıklı bir şekilde gözlemleyerek kaderimizin efendisi olmak mümkündür. Kader kodlarını okuyabilenler farkındalıklı yaşar çünkü nelerden sınanacağını ve zayıf noktalarını bilir. Gezegenlerin kuracağı tuzakların farkına varır. Hayatınızda en çok darbe aldığınız ve tekrar tekrar karşınıza çıkan olay kader...

Noktanın Sırrı

Resim
On sekiz bin alemi kendinde toplayan "Ba"nın(Arap alfebesinde ikinci harf ) altındaki nokta; AN'dır der Lütfi Filiz 'Noktanın Sonsuzluğu' adlı kitabında ve ekler "bu nokta uzatıldığında sonsuza ulaşan bir hat meydana gelir. Bu nokta üzerinde bir hat esas alınır ve o nokta merkez olmak üzere bir daire çizilecek olursa, bu dairenin çapına zaman adı verilir." Bir pergel ile daire çizelim sonra pergeli dairenin merkezinde kapatalım. İşte bu nokta AN yani görünmezlik alemidir ve hem zamanın hem de dairenin merkezi olduğu için her şey o noktada birleşir. O halde an sabit, zaman hareketlidir. Sema yapanların bir ayağını sabit tutup diğerini döndürmesi an-zaman ilişkisinin sembolüdür. An devamlıdır zaman ise algıladığımız kadardır. Günümüzde evrenin ilk halini dev teleskoplarla görüntülediğimize göre; zamanda yolculuk yaptığımız söylenebilir mi? Bebek evrenden kesitleri yansıtan fotoğraflara, Hubble Uzay Teleskobunun internet sitesi http://hubblesite.org'dan...

Enuma Eliş Destanı ve 12 Sayısı

Resim
Sümer yaratılış destanı Enuma Eliş'te güneş sistemimizde Güneş ve Ay dahil 12 gezegen olduğu bilgisi aktarılır. Enuma Eliş'in kelime anlamı da oldukça ilgi çekicidir: "Bir zamanlar gökyüzünde" demektir. Bu 12 gezegen inanılmaz bir kozmik bilgiye sahip olan Sümerler tarafından tabletlere, mühürlere ve yazıtlara işlenerek günümüze kadar varlığını sürdürdü. Ayın güneşin çevresinde 12 kez döndüğünü gözlemleyerek bir yılın 12 aydan oluştuğunu Ayın her gün 12 derecelik bir mesafeyi taradığını, burçlar kuşağının kuzeyle ve güneyle 12 derecelik açı yapan bir bant içinde yer aldığını, Jüpiter'in güneş etrafındaki turunu 12 yılda tamamladığını keşfetmişlerdi. 12 sayısı ile ilgili farkındalık oluşturan gözlemleri sonucu 12 sayısını kutsal kabul ettiler. Bu kutsallık her bir gezegeni bir Tanrı ile ilişkilendiren Antik Yunan’da 12 Tanrı, İsa peygamberin 12 havarisi, peygamberimizin 12 imamı, Yakup'un 12 oğlu ve 12 kabile, Kudüs'ün 12 kapısı, Meryem Ana' nın tacında...

Ses ve Işık

Resim
Mesajcı; KADİR (her şeye gücü yeten, her istediğini, istediği gibi sonsuz bir güç ve kudretle yapan, sonsuz kudret sahibi) olan Allah'ın KERİM  (tüm sıfatları kullarına bolca dağıtan, hiç bir karşılık olmadan bolca ikramda bulunan) esmasıdır. LATİF olan varlık alemine KADİR olarak gelir ve mesajını her bir birime taşır. RAHMAN ve RAHİM olan bir araya gelerek KERİM esması ile can bulur.  Mesajcı RNA; "T" görünümünde olan "base" lerin yan yana gelmesiyle oluşur. Göbeklitepe'deki T sütunlara olan benzerliği ilgi çekici! T şeklindeki sütunlar dünyanın bir çok yerinde var! Her yere bilgi taşıyan Allah'ın yazılımı mesajcı RNA'mız; SEMİ olan sesin BASİR yani görünür hale gelerek bir şekle bürünmesidir. Bakara Suresi 117. Ayet çok güzel ve net bir şekilde açıklar bu durumu;  "O göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır, bir şeyin olmasını istediğinde ona 'ol!' der, hemen oluverir"  Ses; görünür olmak için ışığa dönüşür ve formlara şekil verir. ...

Atom ve Evren

Resim
Atomun çevresinde çekirdek yüküne eşit sayıda elektron bulunur. Bohr elektronların belirli yörüngelede bulunduklarını ve hem kendi etraflarında hem de çekirdeğin etrafında ışık hızında döndüklerini ileri sürer. Elektronlar eksi yüklüdür ve artı yüklü çekirdek tarafından çekilir. Çekirdeğin çevresinde yörüngeler bulunur. Belirli bir yörüngede bulunan elektron başka bir yörüngeye geçemez. Çekirdekten uzaklaştıkça yörüngenin enerjisi artar. Dışarıdan enerji verildiğinde elektronlar daha yüksek enerjili yörüngeye geçer ancak fazla kalamaz kendi yörüngesine geri döner!!! Yıldızlar; hidrojen ve helyum atomlarından oluştu ve yıldızlar ölmeye başladığında da bir çok element ortaya çıktı. Süper novalarda kütleli yıldızların patlaması sonucu üretilen karbon atomu evrene saçılır. Daha küçük yıldızlarda da karbon üretilir. Birbirine çarpan nötron yıldızları ve beyaz cücelerin patlaması sonucunda da bir çok element ortaya çıkar. Güneşimiz de beyaz cüceye dönüştükten sonra bu sürece katkı sağlayacak...

Ses - Renk ve Saf Siyah

Resim
Her rengin 7 ara tonu vardır ve siyah 7 rengin karışımıdır yani 49 rengin birleşiminden oluşur. Siyah tüm renklerin toplamıdır ve saflığın sembolüdür. Sufi sembolizmine göre iç ışığın, vicdanın rengi olarak geçer. Beyaz renk ise barış ve kozmik dengenin rengidir. Türk mitolojisinde beyaz, devletin adalet ve gücünü simgeler. Kur‟an-ı Kerimde siyah ve beyaz; karşılıkları sembolize eder.  Evrimin her aşaması 7 boyuttur ve 7 aşama vardır. Evrim renk ve seslerin ahengiyle şekillenen bir harmonidir. İlk 3 Boyutu ihtiva eden 21 aşama tamamlandığında yeşil renk ile senkronize olan 4. Boyutun kapısı açılır; biz bu aşamaya cennet boyutu diyoruz. Türbelerimizde kullandığımız koyu yeşili geçtiğimizde cennet başlar. Cennet Boyutu kırmızı, sarı, yeşil ve beyazı içinde barındıran kahverengidir. Dini boyutta evrimini tamamlayanlar bu alanda huzur içinde yaşamlarını sürdürürler.  Bilgi ortam bilinçlerine uygun olarak açılır. Açılan her bilgi hiyerarşik bir şekilde uygun olan bilinçle buluşur....

Zaman Döngüsü

Resim
Tesirlerle dolu bir okyanusta yaşar ve bütünün titreşiminden etkileniriz. Bütünü ise hep birlikte oluştururuz. Ektiğimizi biçtiğimiz, düşünce ve duygularımızla var olduğumuz bir bütün. Durmaksızın devam eden iletişimin ve hiç bir şeyin tesadüf olmadığının ne kadar farkındayız?  Zaman döngüseldir ve her şey bir oyundan ibarettir. Takılmadan, ilerlemek gerekir. Bizler aydınlığa hizmet etmek ve Dünyanın titreşimini yükselterek bir üst realiteye doğru evrilmesini desteklemek üzere geldik. İyi insanlar ve sevgi arttıkça Dünyanın titreşimi yükselir ve yaşanan dramlar son bulur. Işığımıza ve içimizdeki sevgiye sahip çıkalım, yüreğimizin kararmasına izin vermeyelim. Her birimiz sevgiyi yaymaya gönüllü olduğumuzda ışığı güçlendiririz. İçimize yöneldiğimizde her birimizin ihtiyacı olan tek şeyin sevgi olduğunu çok net görebiliriz çünkü sevgiden yaratıldık. Sevgi ile güçlenir ve ışık yaymaya başlarız. Sevgi yaşamın özüdür ve hayatın anlamıdır. Sevgi görmeyen bebeklerin gelişimi yavaşladığına,...

Sevginin Gücü

Resim
Sevginin uzay-zaman sonsuzluğundaki titreşimi fotonları meydana getirir ve sevginin birleştirici gücü dönüş hareketleri yaratarak kimyasal elementleri oluşturur. Titreşimden dönüşüme, dönüşümden elementlere doğru bir devinim gerçekleşir. Tüm varlıklar sonsuz zekanın gücüne sahiptir ve mükemmeldir.  Akıl-beden- ruh bileşimi bir araya gelerek deneyimlemeye başladığında özgür irade sonucu oluşan sapmalar gezegen devinimleri yoluyla gönderilen tesirlerle düzenlenir. Etki-tepki yasası yolundan sapan ruhu sevgiye doğru yönlendirmek üzere harekete geçer. Kader planından sapma durumunda önce uyarılar ve işaretler gönderilir ancak kişi gönderilen mesajları algılayamadığında hastalık ve kaza benzeri durumlar yaşanabilir.  Uzay-zaman bir plandır ve bu plan içinde sevgiyi seçenler Yaradan'a doğru ilerleyen spiral ışık hattına yönelir. Akıl ötesine vicdan ve aşkla gidilir. Aşkın cezbesi ile kavranabilecek bir gerçekliğe çıkabilmek akıl ile kavranabilecek bir durum değildir. Allah'ın ilmi s...

Kişisel Ego

Resim
Kişisel ego; ilk üç çakra devinimleriyle ortaya çıkan; duygular, düşünceler, duyular ve hazlar sonucu oluşan kayıtlardır. Tasavvufta 'nefsin hevası' şeklinde açıklanır. Akıl kişisel egoya hizmet etmeye başladığında; dejenere olur ve negatif güçlerin frekansına uyumlanır. Kur'an'ı Kerim'de geçen "Kötülüğü kendini çepeçevre kuşatırsa" ifadesi kişinin aurasında oluşan karanlığı anlatır.  Matematiksel bir algoritmanın sonucu olan kader; belli yasalara bağlı olan bir hak ediştir. Evrensel yasalar bizden yayılanı bize geri yansıtan bir ayna görevi görür. Kendi sorumluluğumuz doğrultusunda tekâmül ederek ilerlerken, beynimiz ve bedenimiz bize yardım eder. Beyin ve beden otomatik çalışır, bu yolculuğu yönlendiren bizim seçimlerimizdir. Önümüzde iki yol ayrımı bulunur; iyi ve kötü... Hangi yoldan yürüyeceğimize biz karar veririz, iyi de kötü de içimizde. Biz hangi tarafı beslersek beynimizde o tarafa ait kodlar aktifleşir. Tamamen ektiğimizi biçtiğimiz bir yolculuk...

Hiçlik

Resim
Varlık kazanmak istiyosak yokluğa razı olmalı, putlarımızı kırabilmeliyiz? Tutunduklarımızı bırakarak HİÇ olabilmeliyiz. Kabe'nin içi hiç’liktir. Peygamberimiz'in Kabe'nin içindeki putları kırması bir ibrettir. Kabe'nin içinde nereye dönersek dönelim Hakkın yüzü oradadır. Işık hızının doğrusal olarak ilerlediği bu dünya frekansından çıktığımızı; zaman ve mekânın olmadığı, ışığın her yerde olduğu bir frekansa uyumlandığımızı varsayalım. Görelilik teorisine göre; bir cismin vektörel hızı, ışığın hızı ve kütle çekimsel alanlarının gücü ile ilişkilidir. Kütle çekimsel alanlar gözlemcinin hareket durumuna bağlı olarak zamanın işleyişini yavaşlatabilir. Yani zaman evrensel değildir ve çekim kuvveti ile ilişkilidir, görecelidir, gözlemciye göre değişir. Kütle; uzay-zaman düzlemini büküp göçük oluşturduğunda burada bulunan gözlemciye göre zaman daha yavaş akar. Bu göçüğün dışında olan gözlemciye göre ise daha hızlı akar. Kütle arttıkça zaman yavaşlar. Eğer kütle ölçülemeyecek...

Kalpteki Mühür

Resim
Bilinç için kişilik, zaman, mekan yoktur. Doğarken ilk üç çakra ile 3. boyut realitesinde olan Dünya'ya uyumlanırız. 3. boyut olan madde alem ışık beden ile yaşadığımız illüzyon dünyasıdır.  Deneyimledikçe beynimizdeki kayıtlı olan kapalı kodlar aktifleşir ve kişiliğimiz oluşur. Kişiliğimiz matrix olan dünya yaşamı ile ilgilidir ve algıladığımız gerçeklik ile sınırlıdır. Etki-tepki prensibi doğrultusunda otomatik düşünceler içinde Robotik bir kişilik ile yaşanan bir algı seviyesi bizi matrixte tutar. Farkındalık robotu yani bedeni kullanabilme becerisidir. Algı ve olguyu kullanarak yaşanan bedensel deneyimler kişiliğimizi şekillendirir. Dna'ya kodlanan bilgi gezegen devinimleri ile sabitlenir. Bu kodlar açıldığında da üst frekanslara ait bilgi açılmaya başlar. Kodlanan kayıtların yaşanması için gezegenlerin devinimlerinden açığa çıkan enerji kullanılır. Karşılıklı etkileşim söz konusu. Şifrelenmiş bilgi açığa çıktığında deşifre edilir ve beyin şuurlanır. Gezegenler ve güneş ene...

Bilgelik Yolculuğu

Resim
Dünya okuluna kendimizdeki yetkinliğe ulaşmak, kendimizde olanı açığa çıkarmak ve seçtiklerimizi yaşamaya geldik. Dünyaya gelmeden önce seçimler yapıyor ancak aile ve çevreden kopyalanan bilgilerle yola çıktığımız için seçimlerimizi unutup kayboluyoruz. Yaşam planımızda sapmalar olduğu takdirde de acı dolu deneyimler yaşamaya başlıyoruz. Potansiyelimizde nelerin olduğunu bulabilmenin tek bir yolu var; içimize yolculuk etmek... Bilgelik; seçimlerimizi bilincimizi geliştirmek ve zihnimizdeki kapalı kapıları açmak, kendi gücümüzün farkına varmak yönünde kullanmaktır. Bilincimizi geliştirmek üzere niyet ederek yola koyulduğumuzda; her aşamayı geçtiğimizde elimize yeni doneler verilir, yeni hedefler konulur ve çaba tekrar başlar. İnşirah Suresinde bu durum vurgulanır: Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle 1- Senin için bağrını açmadık mı? 2- İndirmedik mi senden o yükünü? 3- O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü? 4- Senin şanını yüceltmedik mi? 5- Demek k...

Çakralar ve Manyetik Alan

Resim
Akıl-beden-ruh bileşimi ile yapılandırılmış manyetik bir alanımız var. Bu manyetik alan vasıtasıyla deneyimleyerek tekamül eder ve ulaştığımız bilinç seviyesi ile ilgili çakramızı (bilinç merkezi) aktifleştiririz. Her deneyim yedi bilinç ve beş alem mertebemiz düzeyinde gerçekleşir.  Deneyimlerimize karşı ilk tepkiyi kırmızı renkli kök çakramız ile verir ve varlığımıza çekeriz. Hayatta kalmak ve dünya yaşamı ile ilgili olan ilk bilinç merkezimiz kök çakramızdır.  Tekamülün farkında ve bilincinde olanlar dünyada sevgi ve ışığı yapılandırır. Alıcı değil verici olan, merhamet ve sevgi ile titreşenler pozitif enerjiyi deneyimler.  Negatif eğilimliler ise güç odaklı yaşar ve bağımlı, köle kitleler yaratan negatif enerjiyi deneyimler.  Bilinç merkezimiz hangi renkte titreşiyorsa o alana bağlanır ve o alanla ilgili deneyimler yaşarız. Yaşam ustası olmak için yeşil renk ile bağlantılı olan kalbin açılması gerekir. İslamiyette yeşil rengin ön planda olmasının nedeni budur. Ye...

Evrenin Kalp Atışı

Resim
Evrenin de bir kalp atışı var; dışarı doğru devinirken içeri doğru da büzüşür. Tıpkı kalbimiz gibi! Uzay-zaman öğretileri bu varoluş yoğunluğunda ortaya çıkar ve bir logos bir yıldız sistemi ve milyonlarca galaksi yaratır. Yaradılışın gizemli bir birliği vardır ve tüm yaradılış belirli aralıklarla toplanıp birleşir, bir olur. Sonra her şey yeniden başlar. Sonsuz bir tekamül... Zeki enerji evrenleri yapılandırmak üzere harekete geçer...

Eşzamanlılıklar

Resim
Ruhsal olarak çıkmaza girdiğimiz anlarda daima bir çıkış yolu vardır. Her şey birbirine bağlı olduğuna ve birbirini etkilediğine göre hayatımızdaki eşzamanlılıkların farkında olursak tünelin ucundaki ışığı görebiliriz. Üzerimizdeki basınç uyanmamız içindir ve uyanabilmek için evrenin dilini okumak ve bize gönderilen işaretleri gözlemlemek gerekir. İlahi sistem; eşzamanlılıklar, tekrarlanan sayılar, semboller, hastalıklar, rüyalar yoluyla bizimle konuşur. Örneğin kendimizi ifade etmekte zorlandığımızda boğaz bölgemizde, ilerlemekten korktuğumuzda ayaklarımızda, katı ve kuralcı olduğumuzda eklemlerimizde, hazmedemediğimizde midemizde, öfkemizi kontrol edemediğimizde karaciğerimizde sorunlar yaşanması gibi... Hayatımıza gözlemci olmayı başardığımızda; işaretleri görür, sessizliğin içindeki sesleri duyar, yaşadığımız bedensel sıkıntıların hangi sebeple olduğunu sorgulayarak içimizdeki bilgelik ve şifayı ortaya çıkarırız. Kendi bedenimizdeki döngülere hakim olduğumuzda kendimizi bilmeye, ke...

Akıl ve İlim

Resim
Nefs ile nefes arasında bilincimizi geliştirmek ve ortak bilince katkıda bulunmak üzere seyir halindeyiz. Evrenin matematiğini çözmek üzere alemleri hayat aynamızda seyrederiz ve ruhsal gelişim yolculuğumuz parlayan bir nur kandiline dönüşene dek sürer...  Biyolojik bir robot gibi programlanarak başlarız yaşam yolculuğumuza. Ancak kalbimizdeki mührü kırıp iman ettiğimizde ruhumuz ile bağlantı kurmaya başlarız. Kader karşısında çaresiz değiliz. Olumlamalar yoluyla bilinçaltı kayıtlarımızı değiştirerek kişiliğimizi değiştirebilir ve kaderin zincirlerini kırabiliriz.  Karakterimiz kaderimizi etkiler bu yüzden kişiliğimiz değiştikçe kadersel döngülerimiz de değişir. Bilinçaltı programımızı değiştirmeyi başardığımızda farkındalıklı hareket etmeye ve kendi yaşamımız üzerinde söz sahibi olmaya başlarız. Tüm dinler ve öğretiler yüzyıllardır bize bu sırrı anlatmak için yöntem ve teknikler sunuyor. Teknikler çok karmaşık görünse de aslında öğreti oldukça basit. İyi niyetli olmak; iradem...

Timüs Bezi Mucizesi

Resim
Hayatımızdaki zorlukların nedeni enerjinin belli bir alanda (ilk üç enerji merkezi diyebileceğimiz; kök çakra, mesane çakra ve göbek çakrada) tutulup üst çakraların perdelenmiş olmasıdır. Bu ilk üç çakra madde alemine aittir ve dünya ile olan bağlantımızdır. Mana alemi ile bağ kurabilmek için kalp çakrasının kilidini açmamız gerekir. Sevgi merkezi açılmadan yeniden doğum mümkün değil.  Esneklik ve neşe veren, rüya gösteren, enerji ve masumlukla ilişkili olan timüs bezimiz yaş aldıkça küçülmeye başlar. 21 yaşına geldiğimizde çocuksu saf enerji biter, düşüş sürecine gireriz ve timüs küçülmeye başladığı için de yaşlanmayı tetikler. Yaşamı deneyimleyip gereken dersleri aldığımız, koşulsuz sevmeyi ve affetmeyi öğrendiğimiz takdirde enerji tekrar yükselişe geçer ve bu durum sonucu timüs bezimiz çalışır. Koşulsuz sevgi, merhamet, şefkat gibi duygular sonucu timüs bezimiz genişler ve kalbimizdeki mühür açılır. Çocuksu saflık ve neşe geri gelir. Varoluşa saygı duyduğumuz, şekilciliğin kaybo...

Atomların Yapısı

Resim
Hiç'lik aleminde bir patlama olur ve hayatı oluşturacak her şey tam da bu anda meydana gelir; evrendeki her şeyin yapıtaşı olan atomlar...Atomun merkezinde nötron ve proton denilen parçacıklardan oluşan çekirdek ve hem kendi çevresinde hem de belli bir yörüngede sürekli dönen elektronlar bulunur...Nötron ve protonu kuarklar oluşturur. Alanla etkileşimi sağlayan parçacıklara ise bozonlar denir.  Atom çekirdeği hem atomun kütlesini oluşturur hem de hiç yer kaplamaz. Çekirdekte bulunan proton sayısına bağlı olarak atom çeşitleri oluşur. Demir ile altını ayıran tek şey proton sayısıdır. Canlı hayatı karbon temelli bileşikler oluşturur. Karbon atomu dev yıldızların merkezinde bir dizi reaksiyon sonucu meydana gelir. Doğa üstü bir bilincin fiziğe müdahalesi olarak bahsedilir bu durumdan. Bir süpernova ölür ve bir yaşam başlar. Evrendeki en büyük nükleer güç atomun çekirdeğinde saklıdır. Öz'ümüzde saklıdır. O yüzden dışa değil içe bakmamız öğütlenir...

Zaman Neden Hızlandı?

Resim
Aklımız, ruhumuz ve bedenimiz dengelendiğinde yaradanın ışığı ile uyumlanırız. Akıl, sezgi ve bilinç güçlendikçe ruhumuz ile temas kurmaya başlarız. Sonsuz zekaya açılan bir kapıdan içeri gireriz. Bedenimiz alıcı ve verici bir cihaz gibi çalışarak bizi İlahi sisteme uyumlamaya çalışır. Bedeni kontrol etmeye başladığımızda akledebilmeye başlarız. Bizi illüzyon dünyasında tutan mantığımızı da geride bıraktığımızda akıldan süzülen bilinç kalır. Aklederek ilerlediğimiz ancak aklı da geride bırakığımız bir yolculuk gerektirir bilincin yolculuğu... Doğmadan önce bilinç vardı. Akıl ve beden bileşimi ruhumuzu uyandırarak yukarı doğru çıkmamız için bir spiral oluşturdu. Akıl ve beden bilinci daha da yukarılara taşımak için kullandığımız araçlardı. Ancak çoğumuz akıl ve bedene tutunmaya, kendimizi akıl ve bedenden ibaret sanmaya ve dünyaya neden geldiğimizi unutmaya başladık. Aklı ve bedeni devreye sokan bilinç bu ilüzyonun içinde kayboldu. İşte bu yüzden bu yolculuk boyunca bilgi ve birimkimler...

Kader Planı

Resim
İns kökünden gelen insan dünyaya geldiği an’da neden geldiğini unutur. İns arapça unutan demektir. Unuturuz çünkü kader planımızı objektif bir şekilde başarmamız hedeflenir. Ailenizi gözlemleyin, anne ve babanızın başaramadığı neler var çünkü ailenizdeki karmaları onarmak sizin göreviniz. Yaşam planınızın ipuçları ailenizde gizlidir. Kaderimiz çerçevesinde tanımlanmış kurallar ile sınırları çizilmiş olan bir deneyimi gerçekleştirmek üzere dünya okuluna geldik. Doğduğumuz yer ve ailemiz deneyimimiz doğrultusunda kaderimiz tarafından belirlenir. Yaşamımız boyunca Ruhumuz deneyimimizi tamamlayabilmemiz için tesirler göndererek bizi doğru yola yönlendirmeye ve söz verdiğimiz deneyimi tamamlamamız için yardımcı olmaya çalışır. Yaşamımızda olumsuz olarak gördüğümüz olaylar bizi tökezletmek ve mutsuz etmek için değil, kader planımıza yönlendirmek içindir. Yaşamımızda sahnelenen olayların bize hangi mesajı vermeye çalıştığını sorgulayarak yaşam amacımızı bulabiliriz. Aynı olayı tekrar tekrar ...

Yaşamdaki Zorluklar

Resim
      Paulo Coelho'nun sevdiğim bir sözü var:     “Ok ancak geri çekilerek atılır. Hayat sizi zorluklarla geri çekiyorsa, sizi daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir.”      Fil suresinde; ebabil (dağ kırlangıcı) kuşlarının Habeş Kralı Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak üzere yolladığı orduyu nasıl helak ettiğinden bahsedilir. Bu olay Îslam tarihinde Fil Vakası olarak kayıtlara geçmiştir. Ebrehe hücum esnasında filleri kullandığı için fil adı alan sure bize, Allah'ın mucizelerini ve yüceliğini gösterir. Kendimizi çaresiz ve güçsüz hissettiğimiz zaman bu sureyi hatırlayalım. Bize Allah yeter asla mahzun olmayalım, korunup kollanacağımıza ve kazanacağımıza gönülden inanalım.     Fil Suresini okuyalım:     "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle     Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!     Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?     Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı.     Onlara balçıktan piş...

Bul, Bil , Ol

Resim
Hiç bir negatif tesirin bulunmadığı ruhsal alemdeki sonsuz ve sınırsız olan ruhumuz deneyimlemek üzere dünyaya gelerek bedenlendiğinde ikilik başlar. Doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin, erkek-dişi, ruh-beden... Adem ve Havva bu durumun sembolik anlatımlarıdır. Ruh varlığı yaradılıştan gelen öz bilginin tatbikatını yapmak ve deneyimlemek üzere bedenlenerek madde dünyası olan aleme fiziksel bir beden ile doğar. Bilgi ağacının meyvesi olan elma bilgidir.  Adem ile Havva bilme ağacının meyvesini yiyerek bilmeye başladıklarında  titreşimleri değiştiği için bedenlenerek yaşamaya başlarlar. Aslında bu durum sonsuz ve sınırsız ruhumuzun beden ile sınırlandırılmış bir alana hapsedilmesidir. Pozitif ve negatif tesir planlarının hüküm sürdüğü ikiliğin olduğu dünya alemine inen ruhun maddeye bağlanmasıdır. Elmanın kırmızı olması kök çakra ile ilişkilidir. Kök çakra dünyaya köklenmekle ilgilidir. Kök çakramız ne kadar güçlü ise o oranda bedenimiz sağlıklı olur ve dünya yaşamına bağlanırı...

Niyet

Resim
Amellerimiz niyetlerimize göre şekillenir ve biz dönüşmeye, değişmeye niyet ettiğimiz an’da ruhsal gelişim yolculuğumuz başlar. Bu yolculukta karşımıza çıkan tüm kişi ve olaylar bize hizmet etmek için var olur ve frekansımız yükseldikçe hayatımızdaki olay ve kişiler de değişir. Burada önemli olan tutunmayı bırakmak ve frekansı bizimle uyumlu olmayan kişilerle yollarımızı ayırarak ruhsal gelişimimize devam etmektir... Putlarımızı kırmaktır...Putlarımızı kırmayı başaramadığımızda hep aynı frekansta kalırız o yüzden frekansımızı düşüren her ne varsa kurtulmalıyız ki bir üst frekansa geçebilelim. Hz. Mevlana bu konuda çok net uyarır bizi: “Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.” Yaşamın sırrı gizli bu sözlerde... "Üzüm üzüme baka baka kararır."

Kurban Psikolojisi

Resim
Gerçekliğimizde neler var? Genetik faktörler ve çevremizden edindiklerimizle kendimizi sınırlıyor ve kendimizi bir matrixe mi hapsediyoruz? Bu duruma günümüzde kurban psikoloji deniyor. Epigenetik sayesinde öğrendik ki; genlerimizin kölesi değil, kaderlerimizin efendisiyiz. Genetik kayıtlarımızı değiştirerek kaderimizi yaşama şeklimizi değiştirebiliriz. Muazzam bir beyne ve bedene sahibiz. Zihnimiz bilinç ve bilinçaltı olarak ikiye ayrılır. Bilinçli zihnimizi yüzde 5, bilinçaltı zihnimizi yüzde 95 kullanırız. Teta titreşim frekansı beynimizde hipnoz durumu yaratır ve öğrenmemizi kolaylaştırır. Kopyala yapıştır yöntemi ile çevreden alınan tüm veriler bilinçaltına kaydedilir ve yedi yaşına geldiğimizde yazılım programı tamamlanır. Bu yüzden "yedisinde ne ise yetmişinde odur" deriz. Peki biz bu programı nasıl değiştirebiliriz? Bu hipnoz durumundan nasıl çıkabiliriz?

Olasılıklar

Resim
Bakara suresini aklederek okuyanlar, tekamül ile ilgili mucizevi bir kılavuzun bize verildiğini görebilir. Bakara suresinde “Elif, lam, mim” ile şifrelenmiştir insanın tekamül yolculuğu... Bir fıtrat üzere doğar ve bize sunulan seçenekler arasından yaptığımız seçimlerle ilerleriz. Yaptığımız her seçim sonucu etki-tepki yasası devreye girer ve seçim yaptığımız konu ile ilgili tüm seçenekler oluşur; hem pozitif, hem negatif seçenekler...Olasılıklar süreci değiştirir ve her seçim yeni olasılıklara kapı açar...

Sevgiye Yolculuk

Resim
Yeni bir gerçekliğe adım atmak üzere, birlik ve beraberlik yolunda sevgi ile ilerliyoruz. Sevgi ile atan kalpler ve bilinçlilik hali çoğaldıkça yayılan enerji; bütünün titreşimini etkilemeye ve değiştirmeye başlar.  Bilgeleştikçe doğa ile olan derin bağlantımızı hisseder ve yaşamımızı gözden geçiririz. Öz bilgimiz harekete geçtiğinde ise; ilahi akışa uyumlanmaya başlarız. Kim olduğumuzu ve gerçekliğimizi sorguladıkça yeniden doğmuş gibi hissederiz. Yüreğimizi aydınlatan sevgi yayılır ve benzer enerjilerle birleşerek dünyamızın sevgiye doğru evrilmesine yardımcı olur.  Korkunun tuzaklarına düşmeyin, korku ayrıştırarak negatif enerjiyi besliyor. Korku yayan aydınlar ise farkında olmadan ikiliğe hizmet ediyor.   "Allah, zulme bulaşmış kişiler topluluğunu doğruya ve güzele iletmez." (Saf suresi 7) "İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürsünler. Ama Allah, küfre batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır." (Saf Suresi 8)  Allah'tan başka hiç kimse ge...

Şuurlanma

Resim
Yaşayacağımız her şey kayıtlıdır ve biz sadece hatırlarız. Yukarısı aşağısı, aşağısı da yukarısı gibidir. Dünya hapsolduğumuz bir Matrix'dir, bir sümülasyondur ve tutunduğumuz her şeyi bırakıp konfor alanımızdan çıkmadan nehrin karşısına geçmek mümkün değildir. Uyanabilmek için zorlayıcı deneyimler yaşamak gereklidir. Zaten yaşadığımız dünya bu farkındalığı yaşayabilmemiz için kurulmuş bir okuldur ve kişi için gerekli olan sınavlar zamanı geldiğinde İlahi sistem tarafından sunulur. Seçtiğimiz aile, doğduğumuz çevre, eşimiz deneyimlememiz gereken derslerle ilgilidir çünkü ruhumuzun ihtiyaçları doğrultusunda seçilmiş bir kaderle geliriz.  Kim olduğumuzu bulmak üzere harekete geçerek objektif şuur kazandığımız zaman uyanış gerçekleşir, farkındalık geçici ancak şuur kalıcıdır. Şuurlanma gerçekleştiğinde bilinçli bir farkındalık ile yaşamak mümkündür. 

Denge Yasası

Resim
68-72 hertz arasında beden frekansına sahibiz. Huzur, mutluluk, neşe, keyif coşku içinde isek 200 frekansın üstüne çıkarız. İdrak seviyemiz frekansımızı belirler. 200'ün altı cehennem, üstü cennettir. İyi niyet ve pozitif düşünceler içinde olmak titreşimimizi yükseltir ve bizi yüksek titreşimli alanlara uyumlar. İyi hissedeceğimiz aktiviteler ve kendimizi mutlu hissetmek, çevremize karşı duyarlı olmak frekans değerlerimizi artırır. Bedenimiz sürekli enerji yayar ve yaydığı manyetik enejiyle uyumlu alanlarla rezone olur. Düşündüğümüz kişi ile bağlantı kurarız. Düşüncelerimiz doğrultusunda da bağ kurduğumuz kişi ile olan ilişkilerimizi şekillendiririz. Karşımızdaki kişi bize aynalık eder ve biz onun hakkında ne düşünüyorsak bize o şekilde davranır. Negatif enerji uzaklaştırırken pozitif enerji yakınlaştırır. Denge bozulduğunda; dengelenmek üzere çatışma başlar. Çatışma ortamı enerjiyi daha da ittirdiği için karşı taraf bağırıp çağırarak enerjiyi dengeye getirmek üzere harekete geçer....

Gerçekten Özgür müsünüz?

Resim
İçimizdeki korku İlahi sistemden akan sevgiden uzaklaştığımızın bir göstergesidir. Sevgiyle teslim olduğumuzda; olan her şeyin olması gerektiği için olduğunu bilerek huzur içinde yaşarız. Kabulün getirdiği dinginlikle manyetik alanımız güçlenir ve çevresine ışık yaymaya başlar. Korktuğumuzda ise kötülüğe hizmet ederiz çünkü frekansımız düştüğü için manyetik alanımızda negatif enerji birikmeye başlar. Kur'an'ı Kerim'de: "Hayır! Kim bir kötülük işler de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte bu kimseler cehennemliktirler; onlar orada ebedî olarak kalırlar." (Bakara Suresi 81) ayeti tam da bu durumdan bahseder  Negatif düşünceler manyetik alanı sarar ve artık zihin o alandan beslenmeye başlar.  "Sevgiyle her şey huzur bulur, kötüyle tarumar olur."(Enel Hak Veliler Serisi) Gerçekten özgür müsünüz? Kılavuzunuz vicdanınız yani kalbiniz mi yoksa çevre tarafından şekillendirilen zihniniz mi? Zihninizdeki putlara mı hizmet ediyosunuz, yoksa tüm yaşamı varede...

Bilinçlilik ve Şifa

Resim
Bilinç merkezleri diyebileceğimiz çakralar kişisel gelişim ile yakından ilgilidir ve bizim evrenle ilişki kurmamızı sağlayan şifa kapılarıdır. Bu enerji merkezleri ruhun enerjisini ne ölçüde aldığımız ve kullandığımız ile ilgilidir. Deneyimlerimiz sonucu bir farkındalık oluştuğunda ilgili merkez aktif ve dengeli çalışmaya başlayarak bizi şifalandırır çünkü merkezler aktif ve dengeli çalıştığında evrensel şifa akmaya başlar. Kendimizi bilmeye ve duygu durumumuzu dengeleyebilmeye başladığımızda 'Kamil İnsan' olur ve hayat enerjisinin bedenimize kolaylıkla akmasını sağlarız. Bu durum sonucunda da hem kendimizi hem de çevremizi şifalandırırız.  Atalarımızın mirası ile dünya yaşamına doğar bu mirası yapılandırarak yol alır, deneyimlerimizi ve kazandığımız bilinç halini gelecek kuşaklara aktarırız. Geçmiş şimdiki yaşamımızı, şimdiki yaşamımız da geleceğimizi yapılandırır. Emekli olduğumda günlerimi yürüyüş yaparak, klasik müzik dinleyerek ve film izleyerek geçirmeye başladığım bir dö...