FİLİZ OKUR YILMAZ

Enerjinin oldukça yogun olduğu hatta duygusal travmalarımızı tetikleyerek bizi sıkıştırdığı bu dönemde hayatımızda sürekli tekrarlanan bir konuyu ele alalım ve üzerinde düşünelim. Almamız gereken mesajı soralım ve serbest bırakalım. Beden-zihin-ruh senkronizasyonuna hizmet etmeyen her şeyi serbest bırakalım çünkü üçü arasında uyum olmadığında dengemiz bozulur. Merkezimizde olmamızı engelleyen her ne ise zihin odaklıdır ve ruhumuza hizmet etmez.  Düşüncelerimiz eterik bir etkidir. Beyinde dolaşmaya başladığında beyindeki devreleri ateşleyen ve belirli kimyasallar salgılanmasını sağlayan bir etkidir. Bu etki bedenimize sinyallar gönderir ve düşündüğümüz şekilde hissetmemizi sağlar. Yani aslında düşünce varoluş gerçeğimizdir. Düşünce olmasa ne beynimizdeki devreler ateşlenir ne de bedenimiz duygusal salınımlar yoluyla deneyimleyebilirdi. Descartes' in ünlü önermesi; "DÜŞÜNÜYORUM  O HALDE VARIM." Düşüncelerimiz kaderimizi yaşama şeklimizi etkiler çünkü olumlu düşüncelerimiz o...

İnanç sistemleri arasındaki benzerliklerin sebebi bir yaratıcıya ya da ulu bir güce olan inançtır. Bireylerin din, kültür ve gelenek ile iç içe bir yaşam sürmesi kutsal ve dünyevi bir takım sınıflandırmaların önüne geçer, İnsan-Tanrı ilişkisi kainatı ve kendimizi anlamlandırmak, ahlaki ilkeleri yapılandırmak için gereklidir.  İlkel olarak tanımlanan Afrika kabilelerinde ahlaki değer ve davranışlar ön plandadır; dürüstlük, cesaret, güvenilirlik, dayanışma, misafirperverlik, iyilik, büyüklere saygı göstermek gibi. Vahiy, şifa ve kehanet inancı da varlığını sürdürür. Kadını toplumun anası olarak gören Afrikalılar adalet, zenginlik ve bilgeliği kadın ile ilişkilendirir. Kadınlar toplum içinde medyum, şifacı, Peygamber ve kahin olabilir. Kadını problemlerin kaynağı olarak gören ve baştan çıkarıcı bir meta unsuru olarak tanımlayan yaklaşımların kıtaya dışarıdan sokulduğu iddia edilir. Kilise yönetiminde aktif rol alan kadınların aşağılanması kıtaya yabancı bir olgudur. Afrikalı araştırma...

Mitolojiye göre; Tanrıların kralı ZEUS insanoğlunun babasıdır, şimşek, gök gürültüsü, yağmur ve bulutların, göğün Tanrısıdır. Kronos ve Rea'nın 6. en küçük oğludur ve Jüpiter gezegeni ile simgelenir. Buradaki hikayeyi idrak edebilmek için Zeus'un bir Tanrı veya insan değil bir arketip olduğunu kavramalıyız. Tüm gezegenler Kadir-i Mutlak yaratıcıya hizmet eder. Yunan mitolojisi gezegenler ile ilgili bilgi verirken onları Tanrı gibi gösterir. Kronos tahtını kaybetme korkusuyla çocuklarını canlı canlı yutmaya başlayınca eşi Rea annesi Gaia'dan (dünya) yardım ister ve bir plan yaparak Kronos'a oyun kurarlar; bebek yerine taş parçası yuttururlar böylece Zeus kurtulur. Zeus Girit Adası'nda bir mağarada gizlenir ve intikam almak üzere geri döner. Kronos'u zehirler ve kusmasını sağlar böylece tüm kardeşleri dışarı çıkar. 10 yıllık Titan savaşı başlar ve Kronos yenilir. Kronos zamanla ilişkilidir. Nesiller arası geçiş ile ilgilidir. Zeus tahta geçerek Titanları hapse...